16 Eylül 2011 Cuma

Vicdan azabı

İkiz annelerinde çoğunlukla olan birşey bu. Bir bebekle ilgilenince diğerinin buruklaştığını görmek annenin feci şekilde içini buran birşeydir. Burulan bebekle ilgilenirken bu sefer diğeri "neden beni bıraktın" der gibi bakar, yine içi burulur annenin. İkisine de eşit ilgi gösterseniz de bebekler hep kucağınızda, yakınınızda olmak ister, ister istemez içiniz burulur.

Oğlum sünnet olduğunda 2 gün kendini oraya buraya atmasın, canını acıtmasın diye kucağımda gezdirdim, oturdum. O da hiç bu kadar kucakta olmadığı için mutlu, tadını çıkardı resmen. Ara sıra oğlumu babasına veya anneannesine emanet edip kızımla da ilgilendim elbette, hatta kardeşinin durumunu anlatıp özür diledim. Anladı beni sanki meleğim.

Ama asıl içimi buran bu aralar ikisinden de uzak olmam. Ders çalışabilmek için kendimi odaya kapatıyorum. Yanlarına da gidiyorum elbette, o kadar da uzak kalamam ama eskisi gibi tam-zamanlı olamıyor haliyle. İznimin son günlerinde bebeklerimle bir arada olmam gerekirken uzak olduğum için hem kendime kızıyorum hem de belki işe başlamama daha çabuk alışırlar diye kendimi avutuyorum.

Çalışıp bu kez geçmem lazım bu sınavı. Kendim için, kocam için, ailem için ve en önemlisi de zamanlarından çaldığım bebeklerim için. Bu kadar iç burulması, vicdan azabı boşa gitmesin bari. Az kaldı bebeklerim, anneniz sizin için çalışıyor.

Hiç yorum yok: