15 Haziran 2008 Pazar

teknoloji

Cem Yılmaz'ın görüntülü telefonun reklamını görünce aklıma neler geldi. Yıllar önce biz daha çocukken yayınlanan Jetgiller (Jetsons) çizgi filmi vardı da ilk orada görmüştük bu teknolojiyi. O zaman sadece hayaldi tabii ki. Şu anda çok az insan başvuruda bulunabildi sanıyorum ama birkaç yıl içinde evlerimizin ayrılmaz bir parçası olacağına eminim. Cep telefonlarıyla da böyle olmadı mı? Ya da dial up-sonradan adsl- internet bağlantısıyla? Şundan en fazla 10 sene önce Kızılay'da yürürken takoz gibi ve upuzun antenli cep telefonlarıyla konuşan tek tük adamlar görürdüm. Hava attıklarını düşünerek etrafa bakınmayı da ihmal etmezlerdi. Şimdiyse çantamızda, cebimizde birden fazla cep telefonu taşıyoruz, çift sim kartlıları kullanıyoruz.

Yıllar önce, sanırım ortaokuldayken (20-25 yıl arası bir süre oluyor, tam detay vermeyeyim :P ) evlerimizde telefon yoktu. Sıraya girer yıllarca sıramızın gelmesini beklerdik. O zamanlarda uzun yıllar boyunca Amerika'da yaşamış olan (halen de oradalar) aile dostlarımız bir akşam bizi ziyarete gelmişti. Televizyonda bir film seyrediyorduk, muhtemelen o da o zamanlar için yegane kanal olan TRT 1'de gyayınlanıyordu. Amerika'da geçen filmin bir yerinde başrol oyuncusu kadının arabası akşam saatlerinde yolda bozuluyordu. O da biraz yürüyüp yakında bir ev buluyor (ancak olay şehirde falan geçmiyor, olsa olsa olsa bir kasaba yakınında) ve diyordu ki "Arabam yolda kaldı, acaba telefonunuzu kullanabilir miyim?" Saf saf şunu sormuştum dün gibi hatırlarım: "İyi de o evde telefon olup olmadığını nerden biliyor ki?" Tanıdığımız olan amca da demişti ki: "Amerika'da her evde telefon vardır." Ağzım açık kalmıştı, nasıl olur böyle bir şey diye düşünmüştüm. Şimdiyse cep telefonumuzu almadan evden çıkınca ne yapacağımızı bilemiyoruz, kolumuz kanadımız kırılıyor. Nerden nereye...

Hiç yorum yok: