4 Haziran 2009 Perşembe

Bir yere gidiyoruz ama nereye

Sabah 4-5 saat sürecek pratik sınavımıza gitmeden önce evde haberleri dinliyordum. Birkaç gündür duyduğum, okuduğum haberlere inanamıyorum zaten. Öz oğlunu sevgilisiyle öldürüp hiçbir şeyden haberi yokmuş gibi televizyonlarda konuşan bir anne, komşusunun kızını öldürüp çeyiz sandığına koyan bir kadın hem de akraba, yine komşusunun kızını öldürüp sobada yakan bir başka kadın. Bu millet ne zaman bu kadar çıldırdı? Adam öldürmek bu kadar kolay mı? Üstelik bunlar daha yavru, analarının babalarının kuzuları, nasıl kıydılar onlara aklım almıyor. Öz annenin öldürdüğü çocuk içinse diyebilecek hiçbir şeyim yok, inanasım gelmiyor.

Çocuk yetiştirmek günümüzde çok zor. Biz küçükken etrafta bu kadar çok manyak yoktu sanki. Bakkala rahatça gider gelirdik. Gerçi yaşımız daha büyüktü, sobada yakılan zavallı yavrucak gibi 4 yaşında değildik (o yaştaki bir çocuk nasıl yalnız gönderilir onu da anlamadım ya neyse). Sokaklarda bir sürü çocuk rahatça oynardık, oraya buraya giderdik, şimdiyse durum farklı. Komşu manyaklar, akraba manyaklar böyle yaparsa hiç tanımadık manyaklar kimbilir neler yapar.

Gittikçe şiddete eğilimli hale geliyoruz. Yeni neslin fazlasıyla bağımlı olduğu bilgisayar oyunları ve korku-gerilim filmleri de şiddeti normal gibi göstererek buna katkıda bulunuyor sanırım.

Cumartesi günü AÖF sınavı görevimin sonunda ağbimle birlikte Yüksel Caddesinden geçiyorduk. Caddenin ortalarına doğru yumruk yumruğa kavga eden iki genç gördük. Dertleri neydi bilmiyorum ama tekme tokat derler ya, öyle girişiyorlardı birbirlerine. Kimsenin ayırmaya yeltenmediğini gördüm, ben de olsam ayırmaya cesaret edemezdim, serseri yumruklardan birini yemek fazlasıyla mümkündü. Milletin yaptığı gibi durup seyretmedik elbette ama yürürken arada başımı çevirip ne durumda olduklarını kontrol ettim. Böyle kavgalar boks ringi gibi belli bir sınır içinde geçmez bilirsiniz, taraflardan biri kaçar, diğeri kovalar, dibinize kadar gelirler, sonra bir bakmışsınız kartopu gibi büyümüş, yuvarlanıp sizi de içine almış. Bir ara cidden de bizim tarafa doğru geliyorlardı, derken birisi diğerini yere yıkıp yumruk, tekmeyle girişmeye devam etti. Diğer garip ayağa kalkamadığı gibi kendini de savunacak halde değildi artık. Dayak atanın bir arkadaşı ayırdı da herkes rahatladı. Ayrılırken edilen küfürler, tehditler, dayak yiyenin ağzının kan içinde görüntüsü hala gözlerimin önünde. Birkaç gün sonra yine Yüksel Caddesindeki olayları da duyunca hah dedim tam oldu.

Şiddete eğilimli olduk, tahammül sınırımız iyice azaldı ve ben geleceğimiz için, çocuklarımızın güvenliği için gerçekten korkuyorum.

7 yorum:

lori dedi ki...

Ferulago, ben bu konu hakkinda gunlerdir dusunuyorum.. yazicak o kadar cok seyim var ki aslinda. cok ozetle soyliyim :
bunlarin direkt olarak halka verilmesi , medyanin (tr'de cok daha onemli olaylar varken" bunlari sirf izlenme orani artiyo diye. "hadi bilinclenin!" adi altinda insanlara en ufak detaylariyla anlatmasi: toplumun siddeti kaniksamasina yol aciyor.
sadece izledigi bi filmden etkilenip de katliam yapan insanlar var amerikada.
amerika gibi oldu turkiye . artik su son olaylarla harbiden oldu..
"bi gun gelicek o 3.cu sayfa haberlerini surmanset 1.ci sayfaya tasiyan medya cok pisman olucak ama is isten gecmis olucak."
bi suru katiller ve yapilanlari gorerek siddeti kaniksadigi icin vicdani gram sizlamiycak olan bi suru insan yetisiyo su anda, bu haberleri takip ederek.
heryerde oluyo , cok kotuleri de oluyo ama hicbi ulkede bu kadar detayla verilmiyo hicbisey.
cunku: hicbi ulkenin medyasinin da, devletinin de; halkin ruh sagligiyla oynama , onlari paranoid yapma ya da siddeti kaniksatmaya yonelik tavirlar icinde bulunmaya hakki yoktur.
cok buyuk bi hata yapiliyo ama henuz kimse farkinda degil.

ferulago dedi ki...

Loricim, çok haklısın, biz bile eleştirsek de kanıksamaya başladık artık. Bir haberi duyunca bir an şaşırıyoruz sonra da tüh tüh vah vah diyerek unutuyoruz. Bir sonraki haberde de o kadar etkilenmiyoruz. Tamamen katılıyorum sana. :(

İkiz Babası dedi ki...

toplum olarak cinnet geçiriyoruz tüm bu olayların özeti bu. çıkın dışarı bakın her on gençten 7si kurtlar vadisi tipi. bunlar eline silah geçse insanı vuracak tipler.tabiki işsizlik ve ekonomik zorluk da bu cinneti yaratan nedenler. kriz teğet geçmiş olabilir ama cinnet maalesef...

ferulago dedi ki...

Çok doğru bir tespit hayatım. O dizi pek çok kişiyi kötü etkiledi maalesef. En kötüsü de bunu normal birşey sanmaları

neslihan erzincan özgür dedi ki...

Geç oldu ama, doğum günün kutlu olsun sevgili Ferulago.nice güzel yıllar diliyorum,gönlünce.sevgilerimle...

ferulago dedi ki...

neslihan, geç olsun hiç sorun değil, iyi dileklerin iyi çok teşekkür ederim :)

ELİF dedi ki...

Canım benim tv açamaz oldum,hergün kötü haber duymaktan...
Gelecek çocuklarımızı,karanlık bekliyor gibime geliyor..
Allahım sonumuzu hayra yorsun...