4 Temmuz 2009 Cumartesi

Vampirli mampirli filmler, diziler

Sinemalarda "Twilight" fenomeni var biliyorsunuz. Bizde pek olmasa da yurtdışında kızlar Edwardddd diye kendilerini yırtıyorlar. Aslında galiba bizde de oldukça iş yapmış ki gençlik dergilerinden biri twilight eki veriyor bu ay.

Vampirli filmleri pek seven biri olarak bu filme de gitmek istedim, ancak ilk gösterime girdiğinde bir türlü fırsat bulamadım. Film bu arada aldı yürüdü. Bir kitaptan uyarlandığını ve serinin 2. filminin çekilmekte olduğunu, 3.nün de yolda olduğunu okuyunca gitmem şart oldu. Kocamla 2-3 haftadır bir türlü gidemedik. En sonunda sana dvd'sini alayım dedi. Canım benim, herhalde DVD'nin ancak 3-4 ay sonra çıkacağını sanıyordu, ikinci gösterim olunca çoktan piyasaya düşmüş bile.

Ara sıra seyretmediğimiz filmleri alsak da genelde seyrettiğimiz filmlerin DVD'lerini alıyoruz. Bu yüzden ilk çıktığı fiyattan almayıp bir az düşmesini bekliyoruz. Bunu ise ilk fiyatından aldım. Sinemaya git, adam başı 8-9 TL ver, bir de mısır-su vs alınca oldu mu sana bir DVD fiyatı. Aldım getirdim haftasonu seyredelim diye.

Dün filmi seyrettik. Kocam filmi biraz sıkıcı ve yavaş buldu. Sürekli bir aksiyon olmasını bekledi. Herhalde filmin sonunda biraz gördüğümüz aksiyon kendini 2. filmde iyice belli edecek (fragmanına göre en azından).

Filmi bir yanda da Edward Cullen fenomeni açısından inceledik. Namı diğer Harry Potter serisindeki Cedric Diggory. Harry Potter serisindeki talihsiz ölümünün intikamını vampir olarak dönerek ve kendi serisinin yıldızı olarak alıyor sanıyorum. Harry Potter serisi bittiğinde o hala Twilight serisinin filmlerini çekiyor olacak, eminim bıyık altından gülüyordur.

Galalarda, törenlerde kızların kendilerini Edward, Robert diye yırttıklarını görüyordum. Tamam çocuk fena değil, saçları çok hoş görünüyor en azından ama en azından filmde gördüğüm Edward kızların kendisini yırtmasını gerektiren bir tip değil, soluk benizli, hasta gibi görünen bir tip. Kocam hemen kendisinin daha yakışıklı olduğunu söyledi zaten (tamamen katılıyorum bu arada). Ama o kızların neden kendilerini parçaladıklarını da anlıyorum. Kızlar Robert için deli divanae olmuyorlar, Edward'ın Bella'ya duyduğu aşk onları kendinden geçiren. Edward'ın ne her ihtiyacı olduğunda Bella'nın yanında olması, onu korumak için herşeyi göze alması, uyurken saatlerce onu seyretmesi gibi romantik şeyler kızları bu hale getiren. Edward diye bağırırken aslında "bizi de Bella gibi sev" diye bağırıyorlar. Sanıyorum bu fenomen daha uzun süre devam edecek.

Bu romantik ilişkinin bir örneği çok eski bir dizideydi hatırlarsınız. Yaşı müsait olanlar Aslan Adan Vincent'ı hatırlar sanıyorum. Sevgilisinin tehlikede olduğunu hisseden ve sürekli yardımına koşan bir adam-aslan karışımı varlık. Sevgilisinin kendisini kurtaracağından her zaman emin olan ve sürekli başı belaya giren bir kadın (kurtarıyor nasılsa, haydi maceraya).

Bu da ondan işte, ne kadar feminist olsak da içimizden bir parça hep kurtarılmayı bekliyor nedense.

Bu arada Vincent rolündeki Ron Pearlman'in Hellboy serisindeki Kırmızı yaratık olduğunu da belirteyim eğer bilmeyenler varsa. Adamcağıza kendi olabileceği bir rol verilmiyor nedense :)


7 yorum:

absalom dedi ki...

ferulago :)

bu filmin ilki hayatımda gördüğüm en kötü filmlerden biri.
bu yüzden ikincisini seyretmeyeceğim.

zaten ilkini de yarıda bırakırdım da...bella denen hatun kişi eski kız arkadaşımın ikizi nerdeyse o yüzden bırakamadım :)

hatta filmi bıraktım sadece kızı seyrettim bile diyebiliriz.

rujlu bebe çılgınlığına gelince :)
13-18 yaş grubu ergen kızlar bayılır böle sırtına alıp uçurmasına elmas gibi parlamasına felan...

normaldir yani :))
o devirlerde bir masal kahramanının gelip kendilerini kurtarmasını bekler her ergen kız...

sabah sabah çok ciddi oldu bu yorum ya...
şaşırdım kendime :)))

ferulago dedi ki...

absalom, kocam da seninle aynı fikirde, herhalde ikincisine yalnız gidecegim ya da bir sekilde kandiracagim kendisini.

Bu arada birak masal kahramaninin gelmesini, mevcut krallıklardan bir prensin bir anda bize vurulmasını, prenses olmayı falan da bekleriz bir kadın milleti olarak :) O tarz filmler de bu yüzden iş yapıyor zaten :)

neslihan erzincan özgür dedi ki...

Sanırım dediğin gibi bu filmin asıl cazibesi aşkın çok koyu yaşanması.çünkü vampir filmiyle uzaktan yakından alakası yoktu filmin:-) ikinci filmin görüntülerini izledim, kurt adamlar ve dönüşümleri süper,sanırım asıl aksiyon ikinci filmde olacak.efektler çok iyi olmuş. normalde bu tarz kitapları okumam ama serinin tüm kitaplarını okudum:-) tabi kitap filmden çok daha iyi:-) güzel ve çirkin'i izlemiş yaş sınırındayım,hehe:-)sevgilerimle...

lori dedi ki...

ay ferulago, walla simmdi (yani 15 dakka falan oldu DVD'ciden geleli. Twilight'i gordum elime bile almadim ya wala. napcam ben bunu seyredip dedim, iyiki de almamisim , kimse begenmemis bak.
pnun yerine "VALKYRIE(Tom Cruise) ve "My Bloody Valentine"yi aldim. birazdan seyretcem.

ferulago dedi ki...

neslihan, sana güvenerek kitabını da aldım :) diğerlerini de alırım herhalde bu gidişle :)

loricim, ne bileyim, eğer vampir filmlerine ilgin varsa bu da bulunsun bir kenarda. Ben pişman değilim. Hatta eminim bu seri de kült filmler arasına girecek bir süre sonra. Bende de bulunsunlar, ileride çoluk çocuğa karışınca yavrular sevinsin annemde var bu kitaplar diye. Dur ben bunun hakkında da bir yazı yazayım

Devremülk dedi ki...

Bence güzel bir film bakış açısı farklı en azından

ferulago dedi ki...

Devremülk, kitabı okuduğum için biraz yavaş olmasına rağmen ben de beğendim, sonrakileri de kaçırmadım. Yenisini (sanki kitabı okumamış gibi) merakla bekliyorum, çekimlerle ilgili yazıları vs. takip ediyorum :)