16 Temmuz 2010 Cuma

Vahşet

Dün akşam kocamla sinirlerimizi çok bozan bir haber seyrettik. Nerede olduğunu kaçırdım ama ülkemizdeki bir yerlerde geçen bir haber bu. Bir öğretmen bir yerlerde yavru kedi miyavlaması duyuyor, ne olduğuna bakıyor ve 1 haftalık yavruların gözlerinde bir sorun olduğunu görüyor. Sorun da bir takım çocukların bu yavruların göz kapaklarını japon yapıştırıcı ya da bali gibi bir yapıştırıcıyla yapıştırmış olması. Hemen yavruları bir veterinere götürüyor da yavruların gözlerini temizliyorlar.

Minicik, titreye titreye yürümeye çalışan, gözleri yeni açılmış, sesleri bile neredeyse çıkmayan bu savunmasız yavrulara hangi vicdansız, hangi ... çocuğu bu derece bir vahşeti reva görür anlamıyorum. Bugün bunu yapan çocuk ileride bırak hayvanları, insanlara neler yapar kimbilir. Çocuklarımızı iyi yetiştiremiyoruz, hayvan sevgisini aşılamayamıyoruz, bakabileceğimizden fazla çocuk yapıyoruz. Bunu maddi anlamda söylemiyorum sadece, manevi anlamda da bakabileceğimizden fazla çocuk yapıyor, saldım çayıra mevlam kayıra şeklinde büyütüyoruz. Anne babanın birebir ilgilenmediği, bir şeyler öğretemediği çocuklar da ileride sorunlu bireyler haline geliyorlar maalesef.

Sadece hayvan sevgisi değil öğretemediğimiz, her konuda bu böyle. Bu aralar en fazla gördüğüm şey de başkalarını rahatsız etmeme kuralının hiçe sayılması. Çocukları dünyanın kedi etraflarında döndüğü minik prensler, prensesler gibi yetiştirip iyice bencilleştiriyoruz. Aman kişilik gelişmesi bozulmasın diye sınırlar koymuyor, hatalarını söylemiyoruz. Sonra da annesinin bir kaş göz işaretiyle hizaya giren bizler yerine her lafa bir cevabı olan büyümüş de küçülmüş veletlerimiz oluyor, biz de ebeveyn olarak "aman da ne güzel cevap verdi benim tosunum" diye boş yere gerim gerim geriliyoruz. Coştum yine sabah sabah, nereden nerelere geldim ama uykum var, herhalde bundan. Gece bu sıcakta zor bela uyumayı başarmışken 12:30'da dışarıdan gelen bir kikirdeme ve konuşma sesine uyandık. Zaten uygun bir pozisyon bulup uyumak zorlaşıyor artık benim için, sıcak da cabası, bir de sürekli bir konuşma sesi olunca çok rahatsız oluyor insan. Yarım saat döndük durduk belki uyuruz diye ama olmadı. Sonunda ışığı ve pencereyi açtım ve konuşanın karşı apartmanın zemin katındaki bir genç kız olduğunu gördüm. Herhalde evdekileri rahatsız etmemek ya da uyandırmamak için başını pencereden çıkarmış dışarıda konuşuyordu. O saatte arayan sevgilisiydi herhalde, başka kim olacak. Tam "sabah işe gideceğiz, içeride konuşun" diye müdahale etmeye karar vermişken galiba rahatsız olduğumuzu görüp konuşmayı bitirdi geri zekalı. Hangi odada yattığını bilsem o yattıktan sonra gidip camına taş falan atıp bu sefer de ben onu uykusuz bırakacaktım. Sonra bu yazıya geldik işte. Kendini rahatsız edene çemkirmekte sakınca görmeyen ama başkalarını rahatsız etmekten hiç çekinmeyen bireyler yetiştiriyoruz topluma. Hepimizin ellerine sağlık.

6 yorum:

^zeynep^ dedi ki...

anam kiyamam o yavrulara! yazik ya... bence de bu tamamen yetistirmeden kaynaklaniyor. milletimizde hayvan sevgisi az gelismis malesef. ayrica çocuk bakmayi, büyütmeyi sadece karin doyurmak ve güzel giydirmek zannedenler var ne yazikki. komsu kizi da pek ayip etmis =P konusacaksin madem adabinla sessizce konus dimi, hem içerdekiler duymasin diye kafani pencereden uzat, ama ta karsi apartmandakiler duysun, bu nasil is? =)

ferulago dedi ki...

Eğitim şart :) Şaka bir yana gerçekten şart.

özii dedi ki...

Ahh ferulago , inan o haberi bende gördüm , dayanamadım , ağladım . Bu nasıl bir vicdansızlıktır anlayabilmiş değilim.
Mutluluk mu duyuyorlar acaba o kedicik acı dolu miyavlamaları yaptıkça ... İşte o zaman elleri kırılsın yapanların diyerek bende vicdansızlaşıyorum

ferulago dedi ki...

özii, al benden de o kadar

özii dedi ki...

Hem de o eğitim , taaaa babaanneden , dededen başlamalı.

Öyle derler birine birşey öğretmek istiyorsan önce ordan başlamalı diye...

ferulago dedi ki...

özii, bu da çok doğru. Artık anne babalar birşey bilmiyorlar ki çocuklarına öğretsinler. Ben bu yeni neslin çocukları ne halde olacak onu çok merak ediyorum. Çok işimiz var, çok.