Doçentlik sınavından sonra işlerimin hafifleyeceğini düşünmüştüm, çok yanılmışım. Uzun zamandır ertelediğim herşeyin üzerime yığılmasına adapte olmaya çalışırken, bir de ek işler çıktı başıma. Bitti diye sevindiğim projemiz yine hortladı, raporu tekrar elden geçirmem gerekti. Bana verilen bir ders için mevcut notlar yerine başka notlar hazırlamaya karar verdim ve hala makale tara, kitap araştır derken uğraşıp duruyorum (manyak mıyım neyim). Bir başka dersin ise notları güncel ancak onları da anlatmadan önce benim çalışmam gerekiyor. Fakültede bu işlere fazla vakit ayıramıyorum çünkü sürekli birşeyler çıkıyor. Evde bebeklerimi yatırınca çalışayım dediğimde de işimin olduğunu hissediyorlar sanki, uyanıp duruyorlar. Oturup birbirimize bakıyoruz yavrularımla. Şu ana kadar en iyi çalıştım yer ve zaman Hızlı Trende geçirdiğim 1.5'ar saat. Onda da bazen uyuya kalıyorum ya, neyse.
Başımı kaşıyacak zamanım yok derler ya, gerçekten öyle. Bu işleri bitirebilsem bebek gelişimi hakkında aldığım kitaplarımı, kütüphanemde duran ve okunmayı bekleyen romanlarımı okumaya başlayarak normal bir insana dönüşmeye çalışmayacağım ama şimdilik umut yok. İkinci dönem daha da yoğun olacak, bakalım nasıl yapacağım.
Günlerin bir süreliğine 24 saatten biraz daha uzun olma ihtimali var mı acaba? İşlerimi toparlayabilsem de biraz nefes alıp fotoğraflarımı düzenlesem, bloguma koyabilsem.
1 yorum:
ben hep şunu hayal ederim ferulagocum, gün içinde konuşma balocuğu gibi açılabilen zaman baloncuğu açılabilse de her iş tıkırında gitse :)))
Kolay gelsin , öptüm tatlışları...
Yorum Gönder