3 Ekim 2010 Pazar

Walk in one's shoes

İngilizcede birini eleştirmeden önce anlamaya çalışmak için kullanılan bu deyim artık benim için deyimden öte bir gerçek oldu. Havaların soğumasıyla birlikte bütün yaz hayatımı kurtaran 38 ve 39 numaralı terliklerimi giyemez oldum. Hamilelik öncesindeki hiçbir ayakkabım ayağıma girmeyince ve kendimi sinderellanın cam pabuca ayaklarını zorla sokmaya çalışan ablaları gibi hissedince ve tüm ümidimi bağladığım spor ayakkabılarım da beni yarı yolda bırakınca son 1 ayım için bir çözüm bulmak şart oldu. Önümde annemin botlarını giymek ya da kocamın spor ayakkabılarına göz koyma seçeneklerim vardı. Henüz bot giyilecek kadar soğuk olmadığı ve botlar da çok ağır olduğu için kocamın muhtelif spor ayakkabılarına sarmış durumdayım. Eğer sabahları gazete vs. almak için dışarı çıkmış, ayağında kendisine büyük geldiği belli olan spor ayakkabılar olan hafif paytak yürüyüşlü bir kadın görürseniz o benim işte :)


I am walking in my husband's shoes and feeling like a clown but don't give a damn :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

külkedisinin ayakkabısı olacak ikizannesi :)

ferulago dedi ki...

Yazının başlığı ingilizce olunca külkedisi de cinderella oluvermiş :)