18 Aralık 2012 Salı

Olmuyor TCDD olmuyor

Geçen yaz delirtmişti beni ve pek çok insanı TCDD. Şurada konuya biraz değinmiş, sonrasında hem yoğunluğum nedeniyle, hem de yapacak birşey olmaması sonucu sakinleşmem nedeniyle başka birşey yazmamıştım. Bu akşama kadarmış.

Geçen yaz Anadolu Otobanı üzerindeki Marşandiz köprüsünün Büyükşehir Belediyesi tarafından yıkılıp tekrar yapılacak olması nedeniyle YHT Ankara Garı'na ulaşamamıştı da 2 ay boyunca Sincan aktarmalı gidip gelmiştik. Çok sinir bozucu birşeydi çünkü 1 saat 15 dakikada Ankara'ya geliyor, ancak 45 dakikada gara ulaşamıyorduk. Bir de rezillik ki sormayın. İlk sefer Kıbrıs'tan ders dönüşüme denk gelmişti. Normalde Havaş'tan hemen gara yürüyerek 19:00 trenine yetişebilirken otobüsle Sincan'a gitmek gerektiği için ancak 21:00 trenine yetişebilmiştim. Kıbrıs dersi-finalleri bitti ama işe gidip gelme sorunu devam etti. İlk pazartesi gününü unutamam. Trenden inip Belediye otobüslerine binmeye çalıştık, ilk günün acemiliği ayakta gitmek zorunda kaldım. 45 dakika sıcakta elimde bilgisayar, ayrıca içinde kitap, makale vs olan çantam bir de bavul bozması kol çantamla bel ağrısından ölmüştüm. Sonrasında uyanıklaşıp ayakta gitmemeyi başarmıştım ama yine de rezillikti. İşe gitme sürem artıp, iş yapma sürem azalmıştı. Diyelim 16:00 trenine binmem gerekiyor, eskiden fakülteden 15:30'da çıkmam yeterli olurken artık 14:45 gibi çıkıp otobüse binmem, oradan da Sincan'dan 16:30'da kalkacak trene yetişmem gerekiyordu. Hava sıcak, yol uzun, sabahları bir de mesai trafiği derken kabus gibi bir 2 aydı. Bir kısmında izin alıp kurtarmıştım ama rezilliğin büyük çoğunluğunu çekmiştim.

O sinirle TCDD'ye feci bir de mail atmıştım. Bir kere en büyük salaklıklardan biri otobüse binerken bilet kontrolünün yapılmayışıydı. Maalesef Türk insanı biraz fırsatçı oluyor, trenle alakası olmadığı halde Sincan'dan otobüse binen çok oldu sanıyorum bu arada. Onlar yüzünden bize yer kalmadı, başka otobüs bekleyerek iş iyice geç kalmak ya da ayakta gitmek zorunda kaldık ama çözemediler elbette.

Mailde plansızlıklarından dem vurdum, en başta1:15 dakika diye başlayan yolculuk süresinin artık 1:45 olduğundan, böyle bir hizmet vereceklerse planlı-programlı hareket etmelerinin gerektiğinden vs. vs. bir sürü şeyden sert bir şekilde bahsettim. Haksız oldukları için sert ifadeli mailime çok kibar bir cevap geldi. Otobüs seferi sayısını artıracaklarını belirtip ilgim için teşekkür ettiler. Bir nevi yüzüne tükürseler yarabbi şükür deme vakası.

Peki aylar sonra neden coştum? Bu postu Sincan'da trenin içinde yazıyorum da ondan. 16:00 trenine yetişmek için gara gidince bir de baktım tren yok, hava kötü herhalde geç kaldı dedim ama elektronik panoda içinde "Sincan" kelimesi geçen bir yazı geçiyor. Bir de okudum ki bir aksama olmuş, bugünlük seferler Sincan aktarmalı yapılacakmış. Aynı kabus geri döndü anlayacağınız. Karayolu inşaatı sırasında birşeyler olmuş da yol kapanmış, yarına kadar böyleymiş. Yarın da böyle olmaz umarım dedim kendi kendime. 16:00 trenine yetişmek için 15:00'te kalkan servise binmek gerektiği için trenimi otomatikman kaçırmış oldum böylece. Söylene söylene 18:00 trenine bilet aldım, servisi beklemeye koyuldum. Engin tecrübem neyse ki işe yaradı da daha erken gelen bir servise binip oturacak yer bulmayı başardım. Bu sayede bu soğukta  Sincan'daki g.t kadar bekleme salonuna girebilen ve oturabilen şanslı insanlardan biri oldum.

Sonuç olarak hala Sincan'dayım. 18:00'de kalkması gereken ancak trafik ve şaşkınlık nedeniyle 18:45 olmasına rağmen hala kalkamayan trenin içinde vakit öldürüyor, yola çıkmayı ve yavrularıma kavuşmayı bekliyorum.

Bir de basiretsiz TCDD'ye mesajım var. Be gafil TCDD, ota boka mesaj yollarsın, ayrıca geçen 2 ay boyunca kayıtlarına almak ve dediğin üzere "gelişmeler ve yeniliklerden haberdar etmek için" trene binenlerden mail adresi topladın, veritabanındaki adreslere mail atıp bu durumu bildirmeyi hiç mi aklına getirmedin? Gar danışmadaki görevli saat 14'ten sonra haber geldiğini söyledi. Yine de mail atamaz mıydın? Halkla ilişkiler birimin yok mu?  Hala Sincan'dayım, açım ve geçen her saniyeyle çocuklarımla birlikte geçireceğim sürem azalıyor. Şimdiki anonsa göre de Ankara'dan gelecek servisi bekliyormuşuz. Daha bir süre buradayız anlaşılan.

Adında Habercilik kelimesi geçen bir bakanlığa bağlı olan TCDD'yi ve ilgili olan herkesi bir kez daha kınıyorum. Hatta içimden neler neler söylüyorum da buraya yazmaya terbiyem elvermiyor.

:(

 


Hiç yorum yok: