28 Haziran 2008 Cumartesi

Işık huzmeleri

Dün yine klasik Ankara-Eskişehir yolculuğum sırasında, yolun sonlarına doğru uykuyu gözlerimden kovalamaya çalışır ama halen kısık gözlerle etrafa bakınırken dışarıdaki havanın değiştiğini farkettim. Ankara'dan binerken cehennem gibi sıcak olan hava Eskişehir'e yaklaşırken biraz daha serinlemiş, hafif de kararmıştı. Serinliği otobüsün püfür püfür havalandırmasıyla oh be derken farketmek tabii ki mümkün değil ama ağaçların sallanan dallarından, yapraklarından, etraftaki otların, çiçeklerin ahenkle dans edişinden anlamak mümkündü. Kararmış bulutların arasından gözükmeye çalışan mavi gökyüzü ve aralardan sızmaya çalışan ışık huzmeleri o kadar güzel görünüyordu ki camdan yansıma yapacağını bilmeme rağmen resmini çekmeden duramadım. Önceleri uzaktan gördüğüm bu manzara daha da yaklaştıkça öyle büyüdü ki sanki o kararmış bulutların arasında görünen parlak bulutlara ve aydınlık alana bakarken başka bir boyutun kapısı açılmış da her an oraya doğru çekilecekmişim gibi hissettim. Fazla bilimkurgu seyretmenin sonucu herhalde :)

2 yorum:

İLKAY dedi ki...

Evet aynı şeyi düşünürüm o aşağı doğru inen ışık demetine bakarken... Sanki yukarıdan biri perdeyi aralamışda aşağıya bakıyormuş gibi gelir. Birde şimşekler artık hep war of the worlds hatırlatması. aha şimdi inecek bu şimşekle aşağı uzaylılar beklentisi... Bu senarya ilk defa radyodan daha tv yokken piyes halinde oynandığında insanlar gerçek sanmış acayip uzaylı paniği yaşanmış biliyormuydun???

ferulago dedi ki...

Orson Welles sağolsun :)