18 Şubat 2010 Perşembe

2010 Vancouver Kış Olimpiyatları

Geçen haftasonu Olimpiyatlar başladı, belki biliyorsunuzdur. Açılış töreninin sonundaki aksaklığı duymuşsunuzdur en azından. Duymadıysanız pek ilgilenmiyorsunuz bu konuyla demektir, isterseniz bu yazıyı da okumayın.

Ben yaz olsun kış olsun, olimpiyatları kaçırmamaya çalışırım. Özellikle atletizm yarışlarını severim ama kış olimpiyatları da ilginç spor dallarıyla ilgimi çekiyor. Curling ve Luge mesela (Luge'da olimpiyatın hemen başındaki antrenman turlarında bir sporcu ölmüştü, duymuşsunuzdur belki). Kayak bile yapmayı bilmiyorum ama bu 2 sporla hiç işim olmaz. Yine de izlemeyi seviyorum. Bu sabah erkenden kalkıp Bayanlar speed skating 500 m ve erkekler snowboard finalini seyrettim mesela. Manyak olabilirim biliyorum.

Eskiden kış sporu dendiğinden sadece buz pateni aklımıza gelirdi. Küçükken özel televizyonlar da yoktu tabii, TRT buz pateni şampiyonalarını verirdi, annemle oturur seyrederdik. (Hala veriyor ama diğer kanallardan takip etmeye fırsat kalmıyor pek). O zamanlar Çiftler-Buz Dansı kısmını severdim. Erkekler ve Kadınlar ve diğer çiftler fazla teknik gelirdi, onları pek seyretmezdim. Yaşı müsait olanlar hatırlar. Efsane bir İngiliz çift vardı: Jane Torvill-Christopher Dean. Tüm hakemlerden eski puanlama sistemine göre çatır çatır 6.0 alan muhteşem bir ikiliydi. Annemle oturur, bayıla bayıla seyrederdik. Artık buz dansından o kadar da zevk almıyorum. Bunun yerine erkekler ve kadınların tekli yarışmalarını kaçırmamaya çalışıyorum çünküa nladım ki asıl onları yaptığı şey zor. Hem bir sürü teknik atlayış yapacaksın, hem de iyi bir koreografiyle kendini izlettireceksin. Asıl övgüyü onlar hak ediyor bence.

Gerçi bir süredir buz patenini de seyretmez olmuştum çünkü erkeklerdeki favorim ve tüm dünyanın hayran olduğu Evgeni Plushenko yarışmayı bırakmıştı. 3.5 yıl boyunca ortalarda yoktu. Meğer geçen ay yapılan Avrupa Şampiyonası'nda geri dönmüş ve kaşla göz arasında da şampiyon oluvermiş. Olimpiyatın en büyük favorisi ve şu anda kısa program sonunda lider. Bu gece 3 gibi serbest programda yarışacak ve ben de gecenin bir yarısında kalkıp seyredeceğim. Eğer tanımıyorsanız video sitelerine adını yazın da nasıl bir sporcuymuş görün. Şiir okumayı sevenlerden değilim, ama diyebilirim ki adam şiir gibi kayıyor resmen.

Gelelim şimdi de işin acı kısmına. Bir sürü ülkenin bir sürü dalda onlarca sporcuyla katıldığı Olimpiyatlarda yanlış bilmiyorsam bizim sadece 10 sporcumuz var. Haydi curling, luge falan spor değil diyelim (ki biz uyurken millet yıllardır bu sporları yapıyor), yıllardır buz pateni seyrediyoruz, onda neden kadınlar ve erkeklerde yarışan sadece 1'er sporcumuz var? Hatta kadınlarda yarışan Tuğba neden bu sporu yapabilmek için Türkiye'de değil de Kanada'da yaşamak zorunda kalıyor? Spor denince akla sadece futbol gelirse olacağı bu herhalde, cevabı fazla uzakta aramaya gerek yok.

Yıllar önce bir film seyretmiştim. Cool Runnnings adında, dilimize Üşütük Popolar diye çevrilen bir filmdi. Jamaika'nın Bobsleigh dalında Kış Olimpiyatlarına gidişini anlatıyordu. Ülkede kar yok bir şey yok ama azmediyorlar ve neredeyse madalya alıyorlardı. Böyle şeyler filmlerde olur elbette ama belki ileride biz de Kış Olimpiyatlarında varlık gösterebiliriz.


4 yorum:

GeCe dedi ki...

ben cok seviyorum eskiden az mı izledim buz patenlerini bu yıl kayak kaymayı öğrendikten sonra ise daha meraklı oldum ama gel gör ki çok az izleyebildim

ferulago dedi ki...

GeCe, Mart ayında Dünya Şampiyonası var onu kaçırma o zaman

Adsız dedi ki...

bende üşütük popolar filmini arıyodum :D siz olmasanız filmin adını bulamazdım...THANX

ferulago dedi ki...

İşinize yaramasına sevindim :)