1 Eylül 2010 Çarşamba

Geçen günden kalan konu başlıkları

Geçen günden kalan konu başlıklarına geri dönelim. Balkondaki çirkin şeyler büyümüş, uçmayı ne arada öğrendilerse öğrenmiş ve anne-babalarıyla beraber uçup gitmişler. Kocam gitmeden önce son 1-2 fotoğraflarını çekmiş. Gördüğünüz gibi gayet güzel genç birer güvercin olmuşlar. Anneye benzediklerini de eklemeliyim, baba alacalı, koyu renkliydi, bunlar benden değil dese yeridir yani. :)

Haftasonu eve gittiğimde belki gelmişlerdir diye bakındım ama pazar gününe kadar gelen giden olmadı. Pazar günü balkonda dolanan 1-2 kuş gördüm. O zaman fotoğraflarını görmemiştim, yumurtlamak için yer bakan başka kuşlar diye düşündüm, kovaladım. Az sonra babalarını yanlarında görünce tamam dedim, bizimkiler el öpmeye gelmişler. Bir daha da görüşmedik zaten. Hemen balkonu toparlamaya giriştim. Mahvolmuş durumdaki saksıları direkt çöpe yolladım. Kurtarma ihtimalim yoktu çünkü, bunların pisliklerinden midir nedir saksılar minik minik böceklerle kaynıyordu resmen. Hemen çöpe yolladım, kendimi fazla zorlamadan kaba pislikleri attım ve gerisini kocama bıraktım. O da önce neden uğraştın diye bana fırça attıktan sonra güzelce bir yıkadı balkonu, tertemiz, pırıl pırıl, oturulacak hale getirdi. Bir güvercin maceramız daha böyle sona erdi. Bir daha olmasın ama lütfen, yeterince hevesimizi aldık.


Gelelim Ankara Arena'ya. Yolumun üzerinde olduğu için inşaatın her aşamasını görmüştüm, yetişeceğinden pek emin değildim ama yaptılar, yetiştirdiler. Fotoğraf pek iyi değil, trene giderken etrafa çaktırmamaya çalışarak çektim, bir de gelen geçen arabaların engel olması derken ancak bu görüntü çıktı ortaya. Elektrik direklerine ellerinde top olan oyuncu maketleri yerleştirmişler. Kızılay'da bile var hatta. Hoşuma gitti benim. Yakından da çekmiştim ama bulanık olmuş, kusura bakmayın. Ayrıca ana güzergahlarda 3 yüzü olan panolar hazırlamışlar. Aşağıdaki fotoda panoların bir yüzündeki maskotumuz "Bascat"i görüyorsunuz. Pek yaratıcı bir isim değil ama uymuş işte bir şekilde. İlk maçta bomboş salonu görünce diğer illere oranla Ankara seyircisi adına utanmıştım, neyse ki sonraki maçlarda tam olarak dolunca milletin Fildişi Sahili maçına önem vermediği için gitmediğini anlamış bulundum. Dün akşamki Yunanistan galibiyeti için helal olsun çocuklara. Darısı Porto Riko maçına.


Son başlığımıza gelelim: U2

5 gün sonra konserleri var İstanbul'da, gidebilecekleri öyle kıskanıyorum ki. Yıllardır severek izlediğim bir grup taa buralara kadar geliyor da ben gidemiyorum, kötü bir durum aslında ama çok önemli mazeretlerim var ne de olsa. Gelecekleri haberi ilk çıktığında hamile değildim, ama umudum vardı. Biletler satışa sunuldu dendiğinde "hamile olurum belki o zaman, bilet almamalı" diye düşünmüştüm. İleride çocuklarıma "onlar konsere geldiğinde ben size 7 aylık hamileydim" diye anlatırım artık. 3D konserlerini seyretmiştim sinemada, onunla idare edeyim artık.


















2 yorum:

Adsız dedi ki...

anammm gargalar yem olmadan ucuvediler demek. coook sevindim!

ferulago dedi ki...

Elimizden geleni yaptık :)