Dün kocamla eşyaları, giysileri didikledik. 6 yılda ne çok şey biriktirmişiz ki daha önce de torba torba şey atmıştık. Yine atılacak bir sürü ıvır zıvır çıktı. Daha da çok var ama kocamın hafif grip olması benim de çabuk yorulmam nedeniyle fazla birşey yapamadık. Yine de kışlıkları çıkardık, yazlıkları kaldırdık, bu arada giyilmeyen ama dolapta duran 2 torba giysi ayıkladık. Bugün hepsini kapıcıya vereceğim. İster kendi giyer, ister başkasına verir, ister eskiciye satar, ona kalmış. Neyse, konu bu değil zaten.
Dolapta duran bir çeket-yelek takımı vardı kocamın. Sarar'dan almış zamanında, gayet güzel bir takım ama artık üzerine uymadığı için evlendiğimizden beri dolapta bekliyordu. Yani atılma zamanı çoktan gelmişti. Ceplerinde birşey var mı diye baktığımızda iç cepinde ikiye katlanmış minik bir kağıt bulduk. Bir ajandadan kopartılmış ufak bir kağıt üzerinde pembe renkli bir kalemle "Seni çok seviyorum" yazıyordu. Kimbilir ne zamandan kalmış bir nottu. Kocam ceketi en son üniversitede okurken giydiğini söylemişti. Kimin yazdığını da hatırlayamadı aradan çok fazla zaman geçince. Yazık, üzüldüm kıza. Biz kızlar oraya buraya böyle minik notlar koymayı pek severiz, sevgilimizin notu bulunca mutlu olacağını düşünürüz. O kız da kimbilir neler hayal ederek koydu o notu. Ne bileyim, kocam notu bulunca telefon edecek ya da kıza koşacaktı falan filan. Bunun yerine yaklaşık 20 yıl sonra bulunan bir not oldu ve bir anlamı da olamadı maalesef. Kimdi o kız ve şu anda kimbilir nerede, kiminle evli :)
4 yorum:
ay ben de yazinin basinda senin koydugun bir not'cuk zannetmistim, o denli iyi niyetliyim yani =)
Bu nottan da zarar gelmez :)
İnanın bende sizin yazdığınız bir not sandım :)
hamarat hanım, kocam da ilk önce ben yazdım sandı ama öyle değilmiş :) Geçmişten gelen (daha doğrusu gelemeyen)bir notmuş :)
Yorum Gönder