1 Ekim 2010 Cuma

Zohan'a ayıp etmişim

You Don't Mess with Zohan filmini izledikten sonra ne saçma şey bu demiştim. Ama Digitürk'te her gösterildiğinde de oturup seyretmeye devam etmiştim. Oyunculardan mı yoksa filmin saçma olmasına rağmen kendini seyrettirmesinden mi yoksa benim salaklığımdan mı bilmiyorum. Hatta bir ara kocamla Disco Disco Good Good diye ortalarda dolanıyorduk. (Bak buna bayılıyorum işte).

O zaman bundan saçma film olmaz herhalde demiştim ama haksızlık ettiğimi anladım. Dün akşam Zoolander vardı Digitürk'ün kanallarından birinde. Allahım nasıl saçma salak bir filmdi, Zohan'da en azından eh işte diyebileceğiniz bir konu vardı (var mıydı), bu ise tamamen garip bir filmdi. Filmin adını önceden biliyordum ama konusunu bilmiyordum. Ağzım açık seyrettim. Sonunu getirdim mi? Elbette. Bir daha olsa seyreder miyim? Kesinlikle. Adamlar nasıl oluyor da saçma ama bir o kadar da kendini seyrettiren filmler yapıyor anlamıyorum doğrusu. Hele oyuncular? Nasıl oluyor da o kadro böyle bir film için biraraya gelebiliyor? Konuk oyunculardan hiç bahsetmeyeyim bile. Kah David Bowie fırlıyor filmin bir yerinden kah Donald Trump ve karısı Melanie ve daha niceleri.

Sonuçta filmi oturdum seyrettim, hatta ilk 10 dakikasını kaçırmıştım, onu da diğer kanalda başlayınca izledim. Bende bir gariplik var diye düşünerek filmin box office'ine baktım. 28 milyon dolara çekilmiş, herhalde batmıştır diye düşünüyor insan ama 45 milyon dolar ABD'de, 15 milyon dolar yurtdışında olmak üzere toplam 60 milyon dolar hasılat yapmış. Demek yalnız değilmişim.

Bir ara kocamla "en saçma filmler best of"u yapmalıyız. Şimdiden 4 filmimiz var bile. 10'a tamamlanınca yazarım artık.

6 yorum:

deniz dedi ki...

Bizim en dandik film kategorimizin üstünde Alman yapımı Otel adlı bir film var. Gerçekten berbattı. Artık izne çıkmıssın. Bol dinlen. Güzel vakit geçir inş.

ferulago dedi ki...

Bir ara sıralama yapmalı cidden. Bol bol dinleniyorum, başka yaptığım şey yok neredeyse :)

deniz dedi ki...

Bende dinlenebilmek istiyorum. Parmağımı tıklattığımda herşey yerli yerinde olsa keşke.Bu arada bebeklere ahşap karyola mı alacaksın yoksa park yatak mı? ben bu konuda karar veremiyorum da.

ferulago dedi ki...

Park yatak düşünüyorum. Odadan odaya geçirmek kolay olur. Ayrıca yazlığa götürmek de kolay olur diye düşünüyoruz. Şimdilik 70 cm mi 80 cm mi olsun onun kararını veremedik sadece. Tüm arkadaşlarım bebek odalarının gereksizliğinden bahsediyor. Arkadan ikinci çocuğu düşünüyorsanız olabilir ama bizim durumumuzda arkadan gelen muhtemelen olmayacağı için park yatakla idare etmek, olmazsa nroaml yatağa hatta direkt genç odası tarzı birşeye geçmek daha uygun gibi.

deniz dedi ki...

ya park yatak benim durumum içinde daha mantıklı ama geçen biraz baktım. kumaşları polyester, herşey çok plastikimsi geldi iyi markalarda böyle sanki.

ferulago dedi ki...

Biz Kraft almayı düşünüyoruz, böylece kanserojen kumaşlardan korunuruz herhalde. Altına ayrıca yatak alınıyor, nevresim vs. olacak, bir de kenarları için kumaşörtüler var, ne deniyordu unuttum ama internette gördüm. Onları da alırsan için biraz daha rahat eder sanırım.