Dün nerede kalmıştık, ziyaret saati başlayacaktı, beni bütün gün göremediği için merak içinde olan kocam ve diğer aile fertleriyle karşılaşacaktım. İyi olduğumu görmek herkesi çok mutlu etti. Biraz ağrı-sızı dışında pek derdim yoktu, ilaçlar zaten bunların üstesinden geliyordu. Beni iyi görenler bebeklerimizi görmek için yenidoğan ünitesine gidiyordu. Bebekler sadece akşamki ziyaret saatinde gösteriliyormuş ailelerine. Hastanenin uygulaması gereği yenidoğan tüm bebekler (artık çoğunluk 37-38. haftalarda doğduğu için) 1-2 gün kadar küvözlerde kontrol altında tutuluyormuş. Önceleri bu nasıl uygulama, bebeklerimizi neden vermiyorlar diye isyan ettik ama sonradan çok iyi bir uygulama olduğunu anladık.
Bizim şansımıza kızım hemen pencerenin önündeki küvözde yatıyormuş, oğlum da onun arkasında. Diğer anne-babaların bebekleri taa arkalarda kalıyormuş ve herkes bizim bebeklere, özellikle de kızıma bakıyormuş. İkiz olduklarını ve buna rağmen prematüre olmadıklarını duyunca da şaşıyorlarmış. Nazar değmesin bebeklerime, aman.
Ben yatağımdan kalkamadığım için tabii ki bebeklerimi göremedim, fotoğraflarıyla idare ettim. Ertesi gün nasıl olsa yanıma getirirler diye dinlenmeye baktım (ama getirmediler tabii ki).
Sonraki gün artık yürüyüş yapmam gerekiyordu. Sondamı çıkardılar ve ben o acılı yürüyüşe başladım. Bağırsakların bir an önce faaliyet geçmesi için yürüyüş elzem ama ağrı kesicinin etkisi geçince, her hareketinizde vücudunuzda tekrar kesik açılıyormuş gibi hissederken bırak yürümeyi, yataktan kalkmak bile kolay olmuyor. Koridora ulaşıp yürümeye başladım. Daha doğrusu ben yürüdüğümü sanıyordum. Bir hemşire koluma girip "bu hızda yürümen hiçbir işe yaramaz" diyerek beni neredeyse koşturmaya başladı. Nasıl kötü oldum anlatamam. Ama olması gereken gerçekten de oymuş. "Karnının kasılması lazım, olabildiğince hızlı yürü" dediler. Eğer o hemşire olmasaydı herhalde bu kadar kolay toparlanamazdım. Öğleden sonra da bir başkası elimden tutup aynı ritimle beni koşturunca iyileşme sürecim daha da hızlandı. Sağolsunlar.
Akşamki ziyaret saatine kadar kah dinlendim, kah kendim hızla yürümeye çalıştım. Saat 19:00 olunca bebeklerimi görmeye gittim. Giderken antreanlı olduğum için hızla koşturdum neredeyse. Yavrularım küvözlerinde sadece bebek beziyle yatıyorlardı. Çok rahat görünüyorlardı. Ara sıra ellerini kollarını oynatıyorlar, ağlar gibi yapıp sonra susuveriyorlardı. O yarım saat çabucak geçiverdi nedense. Odama dönüp yine dinlenmeye çekildim.
Ertesi gün doktorum beni taburcu edebileceklerini söyledi ama bebeklerim bir süre daha kalacaktı. Yavaş yavaş sinirlenmeye başlıyorduk. İnsan acaba bize söylenmeyen bir sorun mu var diye korkuyor haliyle. Ama benimle birlikte doğum yapan tüm annelerin bebeklerinin aynı şekilde tutulduğunu öğrenince ferahlıyorsunuz. Meğerse bu Avrupa'daki uygulama imiş. Doğumu Eskişehir Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde yapmıştım. Orayı tercih etmemizin nedeni birkaç kez Avrupa kalite ödülü kazanan bir hastane olmasıydı, yoksa doktorum oranın hekimi olmasına rağmen istediğim herhangi bir hastanede doğumu yaptırabilecğini söylemişti. Bir arkadaşımız Almanya'daki uygulamanın da aynen bu olduğunu söyleyince içimiz iyice rahatladı. Ama insan yine de yavrularını görmek, bağrına basmak istiyor. Çaresiz, bekleyecek, akşam yarım saat süren ziyaret saatinde hasret giderecektik ki, perşembe alşamı 6'ya çeyrek kala emzirme odasında hazır bulunmamı isteyen bir telefon aldım. Dünyalar benim oldu. Yavrularımı nihayet görüp kollarıma alabilecektim. Belirtilen saat geldiğinde neredeyse koşturarak gittim yavrularıma. Beni koşturan hemşireler attığım deparı görseler herhalde gurur duyarlardı. :)
Binbir gece masalına döndü kusura bakmayın ama sürem bitti, gerisi yarına.
4 yorum:
süper bir his olmalı, hele de ikiz olmaları muhteşem, adlarıyla büyüsünler sağlıkla mutlulukla :)
bayağı uzun sürmüş ayrılığınız ama kavuşma müthiş oldu eminim
___resim isteriiiiiiiiiiiiiiz....___
battodol, ikiz olmaları gerçekten de çok güzel. Aynı anda uyanıp mama istediklerinde biraz zorluyorlar sadece. Onun haricinde süper. İnsan hangisini öpecek sevecek şaşırıyor.
GeCe, daha bitmedi :)
denizero, yayınlayacağım. Arkası yarın yazı dizim bitsin :).
Yorum Gönder