Dün kocamla "Yes Man" filmine gittik. Vampirli filmlere bayıldığım için ya Twilight (Alacakaranlık) olacaktı ya da biraz gülelim eğlenelim diye bu (Inkheart Türkçe dublaj olduğu için otomatik olarak elenerek DVD'si alınacaklar listesine eklendi). Biz de salonun doluluk oranına göre Yes Man'de karar kıldık. Twilight bir başka zamana kaldı artık.
Film için Jim Carrey'nin geri dönüş filmi diye yazıyorlar. İyi de nereye gitti ki? En son 23'te oynamıştı, komedi olmadığı için adamın üstüne bu kadar gitmenin anlamı var mı? Tamam çok iyi bir komedi oyuncusu ama başka tarzlarda oynayamaz mı? Ben 23'ü de beğenmiştim, çok ilginç bir filmdi, hatta filmden sonra kendimi hayatımda önemli tarihleri toplarken bulmuştum da hepsi ayrı telden çalınca rahatlamıştım. Hayır efendim, Jim Carrey'nin geri dönüş filmi olduğunu düşünmüyorum.
Siz Jim Carrey'i ilk nerde görmüştünüzü? The Mask filminde mi? Yoksa daha önceki filmlerinde mi? The Mask ile patlama yaptığı inkar edilemez tabii ama benim onu ilk gördüğüm yer bir TV programıydı. Yaşı müsait olanlar hatırlar, HBB diye bir televizyon kanalı vardı bir zamanlar. Test yayını sırasında sürekli Amerikan Futbolu maçları gösterirdi hani. O kanalda "In Living Color" diye bir komedi skeçleri programı vardı. Orada muhteşem bir İtfaiye Müdürü tiplemesi vardı. Adam kendini nasıl böyle şekilden şekile sokuyor diye hayret ve hayranlıkla seyrederdim. Vay canına diyesi geliyor insanın. O günden beri hep izledim ve beğendim kendisini. Adam komedinin dışına çıkıp sadece mimiklerimi değil, oyunculuğumu da konuşturayım dedi ve 23'ü yaptı bu yüzden başarısız oldu da şimdi bu filmle geri dönüyor ha? Tebrik ediyorum bu yorumu yapanı. Bravo.
Film hakkında bilginiz vardır. Herşeye evet diyen ve her bir evet kelimesinin sonunda karşısına değişik fırsatlar çıkan bir adamın hikayesi. Bir kerecik Hayır dese tüm olayın kurgusu bozulacak ve hayatı eskisi gibi tekdüze devam edecek. Basit bir konu, hoş bir anlatım ve usta bir oyuncu. Güzel vakit geçirebileceğiniz bir film. Karikatürlerin güldürürken düşündürmesi geyiği vardır ya hep, isterseniz bundan sonra da düşünebilirsiniz tabii, o size kalmış. Ben bu sabah biraz düşündüm aslında (neden filmden çıkınca değil bilmiyorum). Hepimiz hayatımız boyunca bir sürü fırsatla karşılaşıyoruz, değerlendiriyoruz veya değerlendirmiyoruz, sonucunda hayatımız buna göre şekilleniyor. Şu anki hayatımı derinden etkileyen 2 fırsatım oldu benim de. İlki bundan 5 yıl kadar önce bu zamanlarda bana verilen bir görevdi. Elbette bir angaryaydı, bahane bulup reddebilirdim ama etmedim, değişiklik olsun istedim. Sonrasında angaryanın durumu değişti, az kalsın benim üstümde kalmayacaktı ama burada da kader devreye girip dedi ki "sen ilk adımı attın, gerisini de ben getireyim o zaman". 2. fırsat ise gecenin bir yarısında (hatta bir yarısından da sonra) cep telefonuma gelen bir mesaja cevap vermemdi. Bu 2 fırsatı değerlendirmeseydim, hatta ilkini değerlendirip ikincisini es geçseydim hayatım şimdi nasıl olurdu bilmiyorum. Hayatta en nefret ettiğim şey keşke lafını cümle içinde kullanmak zorunda kalmaktır. Ama belki yine de kullanmayacaktım bu lafı. Çünkü ilk fırsatı tepince 2. zaten oluşmayacaktı, ben de neler kaçırdığımı asla bilemeyecektim. Kocamla o ilk fırsatta kesişen yollarımız birbirine hiç değmeden ayrı yerlere doğru gidecekti.
Kıssadan hisse, fırsatları değerlendirelim. Neyin ne getireceği asla belli olmaz :)
1 yorum:
ferulagocum bende izledim yes man i. bayıldım. aslında insanı hem güldürüp hem düşündüren bir film, bir komediden ziyade. bende düşünmedim değil evet olayı :)
Yorum Gönder