15 Mart 2009 Pazar

Artık devir değişti, e tabii çelik de değişti

Hamilelikte ne gibi değişiklikler oldu hayatımda kısaca yazayım. 7. haftamız bitmek üzere, geçen çarşamba şimdilik son ultrasonumuza girdik ve doktorumuzla 1 ay sonra ikili test yaptırmak üzere buluşmak için sözleştik. (Sanki kafede, pastanede buluşacağız, ne biçim yazmışım).

2. ayımızın sonuna doğru halsizlik-yorgunluk, uyuma isteği devam ediyor. Sadece Salı günleri kendimi çok enerjik, dinamik hissediyorum nedendir bilinmez. Bunun haricinde hafif bir kilo artışı var. Bebek 1-2 gram kadar olsa bile rahim duvarlarının iyice kalınlaşması ve rahmin büyümesi, hormonal değişiklikler nedeniyle su tutmaya başlama derken dediğim gibi hafif bir kilo artışı ve daha da belirgin olanı karnımda şişlik. Diyetim sayesinde kurtulduğum göbek geri döndü hatta göbek deliğinin üst kısmı da hafif şiş. Kıyafetlerden çok belli olmuyor ama 3. ayda iyice şiş göbek olmaya başlayacağım herhalde.

Doktorum toksoplazma riskine karşı etleri çok iyi pişirmemi söyledi. Çiğ köfteden uzak durmamı öğütledi. Artık et konmuyor çiğ köfteye ama ne olur olmaz. Yumurtamı bile alakok yiyemiyorum artık, lop ya da omlet şeklinde iyice pişirmeye çalışıyorum. Dün aldığımız etleri buzdolabına kaldırırken çıplak elle dokunduğumda derimdeki hafif çatlaklardan ya da kesiklerden zararlı mikroorganizmalar girer mi diye bile düşündüm. Manyaklık ve paranoya da geliyor demek ki insana hamileyken.

Hareketlerim kısıtlandı iyice. Yapamadığımdan değil, yapmamak gerektiğinden. Herkesin ortak önerisi eğilip kalkarken kendimi fazla zorlamamam, ağır yükler taşımamam ve en önemlisi oraya buraya uzanmamam. Özellikle yukarıdaki dolaplardan birşeyler almaya çalışmak bu ilk 3 ayda tehlikeliymiş. Yavrumuza zarar gelmesin diye üst dolaplara ya minik mutfak merdivenim ile ulaşıyorum ya da kocamdan (superdad) yardım istiyorum.

Yollarda çok hızlı yürümemeye çalışıyorum. Çalışıyorum diyorum çünkü tini mini hanım tarzı sallanarak yürümeyi hiçbir zaman sevmedim, önümde bu şekilde yürüyerek yolumu kapatanlardan da nefret ettim. Hızımı biraz kesmeye çalışıyorum, karşıdan karşıya geçerken kendimi koşarak arabanın önünden atmamaya çalışıyorum. Zaten karşıya koşarak geçmeyi de hep yanlış buldum. Mazaallah, tam yolun ortasında bileğim burkulsa ve araba duramasa diye düşünürüm hep. Biraz beklemekten zarar gelmez, yol boşalınca geçerim. Artık iyice dikkat ediyorum buna.

Geçen gece yatarken kocamın eli karnıma değmiş, nasıl bir bilinçaltıysa bendeki uyurken korkup adamcağızın elini ittirmişim. Annelik işte, yavruyu koruma içgüdüsü herhalde.

Şimdilik bir sıkıntım yok çok şükür. Bulantılarım ve kusmalarım olmadı, artık bu saatten sonra da olmasın lütfen. Kokulara aşırı hassasiyet de yok galiba, emin değilim. Ama hala mutfağa girip yemek vs. ile uğraşabiliyorum, demek ki o da olmayacak (umarım).

Her zaman için "kafeinsiz kahveye kahve demem ben" düsturunu benimseyen ben artık kafeinsiz nescafe içiyorum. Daha ne diyeyim :)

Asıl değişiklikler ise kocamda. Ailemizde midesi bulanan yegane kişi o. Anneler hamileyken babalarda da hamilelik semptomlarının görülmesi normalmiş. Neyse ki çok fazla bulantısı yok tatlımın :)

Hamilelikte kadınların en büyük endişesi kocalarının ilgili bir baba olup olmayacağı, çocuk bakımında aktif rol oynayıp oynamayacağıdır herhalde. Sanıyorum buna hamilelik sırasında karar verebilirsiniz. Evde prensesler gibi dolanıyorum resmen. Kocam hep yanımda, bana hep yardımcı. Şöyle bir örnek vereyim. Kocam alışverişten, marketlere gitmekten nefret ederdi. Bir markete girmek zorunda kaldığında "çabuk ol, herşeye bakmak zorunda mısın" diye çekiştirip dururdu beni. Bense tam tersi, marketi reyon reyon gezmek, yeni ne ürünler çıkmış, nelerde indirim yapılmış görmek isterim. Evliliğimiz süresince bu duruma yavaş yavaş alışan kocam Cuma günü ben gelmeden gidip tek başına market alışverişi yaptı. Geldiğim zaman eve gitmeden uğramayalım, yemek saatim kaymasın iyice diye gitmiş, bir sürü torba doldurup gelmiş tatlım. Benim ağır taşımamı da istemiyor tabii ki. Hatta dün tekrar uğramamız gerektiğinde bak "ferulagocum, şu üründe indirim varmış, bu daha önce şöyleydi, şimdi böyle olmuş" diyerek beni şok etti, hiçbir sıkılma belirtisi göstermeden o reyondan bu reyona gezdi durdu.

Bu prensesliğim sadece marketle sınırlı değil tabii. Ev işlerinde de aynı. 2 hafta önce evsahibimiz küçük balkonumuzu pimapen ile kapattırmıştı sağolsun. Ama makale yetiştirme, ders hazırlama gibi işlerimiz nedeniyle temizlik kısmını ertelemiştik. Geçen hafta da Ankara'da olunca bu haftaya kalmıştı iş. Dün akşam girdi balkona, kova kova sularını aldı ve bir güzel yıkadı temizledi. Bugün de yerleştirmesini yapacağız, biraz ortalığı toplayacağız. Evi silip süpürmem lazım dediğimde "ben yaparım, sen yorulma" dedi ve ben öylece bakakaldım. Daha önce de yaptı sağolsun. Yetiştirmem gereken işler olduğunda ve kendimi bilgisayarla beraber çalışma odasına kapadığımda yapmıştı ama bu seferki "ben yaparım" deyişi apayrı. Neyse, bunun farkını ben anlayabilirim.

Son olarak da belim ve sırtım ağrıyor diye, masaj yapmaktan pek hoşlanmayan kocam yatmadan önce bana masaj yaptı.
Ee, ben bu adama aşık olmayayım da kime olayım :)

9 yorum:

Opal dedi ki...

ferulago, cidden bisey soramk istiyorum. "oraya buraya uzanmamam gerekiyo" demissin? nasil yani? uzanincada mi bebege bisey oluyomus? gercekten anlamadim. ya da nasil yerlere uzanilmayacak? uzanip yatma manasinda algiladim ben, yoksa uzanip yetismeye calismaktan mi bahsettin?

ferulago dedi ki...

Opalcim, uzanıp yatmak deği endişe etme. Yukarılara veya ileriye bir yerlere uzanmak bahsettiğim. Karnını zorlayıcı herhangi bir hareket sanıyorum bahsettikleri. Yoksa her fırsatta bir yerlere devrilip yatıyorum ben :)

Opal dedi ki...

off canim ya , hamileligin ne guzel geciyo. masallah nazar degmesin, bak wallahi dilimi de isirdim. bulanti insalla hic olmaz, bebegimiz cok uslu olcak galba.. yavas yavas ozeniyo muyum ne??

ferulago dedi ki...

ÇOk sağol Opalcim. Umarım uslu olur ama en azından rahat olacağı kesin. Anne ne kadar huzurlu ve stressiz olursa bebek de o kadar sakin olurmuş doğduktan sonra. Maşallah bende bu gamsızlık olduktan sonra herhalde sakin bir bebek olur :)

GeCe dedi ki...

oh kıskandım valla ne güzel bende prenses olmak istiyorum

böyle geçtiği için adına çok sevindim

İLKAY dedi ki...

Ay sanki hiç hamile olmamışım nasıl su gibi okudum merakla yazdıklarını. Hani ben yazarken sen "ben bunu not alayım" falan diyordun. O zamanda, ah şu kızda bir hamile olsa da bende onu okusam diye içimden geçirirdim. Tanıdığım birinin hamilelik maceralarını okumak süpermiş:)))
Ramirezkciğimi öp benim için. Bravo dediğimi söyle. Benim koca ilkinde böyle değildi ikincisinde ancak olabildi. Sende tadını çıkart, uzanmada bir şeylere, bol bol yat, dinlen, uyu... 33 ay sonra bütün hayatın değişecek benden söylemesi:))
Öpüyorum seni bolca:))

denizero dedi ki...

__şu uzanma kısmını bana da dediler....ben de hiç anlamıyorum... sanki alakasızmış gibi geliyo...bide doktora kaç defa gittin cicim?? ben daha 1 kere gittim ve taaa gelicek aya gidicem (ben de 8 haftalık drumdayım)__

Geveze dedi ki...

dilerim hep böyle mutlu, rahat ve huzurlu gecer günleriniz...

ferulago dedi ki...

GeCe, süper birşey, anlayışlı bir kocan varsa hiç bekleme :)

İlkaycım, izindeyim :)

Chatty Cat, çok teşekkür ederim. benim de temennim bu :)

denizero, ben 3 kez ultrasona girdim İlkinde tek başımaydık, yaptığım test pozitif sonuç verince bakmıştı doktorum. Keseyi görmüştük ama bebeğin hareketlerini görelim demişti. İkincisi 6. haftaya doğruydu. Kesedeki bebek hareketi kesin görmüştük. Bir de geçen hafta girdim 3 oldu. Belki benim yaş ileri olunca (37) daha fazla girmem normaldir, bilmiyorum ki :)