14 Mart 2009 Cumartesi

Yolculuk hali, bir film ve kar

Sabahın köründe kalktım yine ve ince ince yağan bir karla karşılaştım. Hava bir gün güneşli, bir gün yağmurlu ama ertesi gün karlı mı? Pes artık. Tamam, bahar havası değişken olur ama bu kadarı da fazla değil mi? (Yaklaşık 2 saat sonra yaptığım bir ekleme: şu anda saat 8:17 ve güneş açtı, şaşırdı iyice).

Dün hızlı trene değil yine otobüse bindim eve gelirken. Tren sanıyorum oldukça dolu. Herhalde pek çok kişi bilet fiyatları artmadan bakayım ne menem birşeymiş diye biniyor. Ben de onların bu hevesleri geçince bineyim bari.

Dün yine Kamil Koç'un Rahat hattıyla geldim. Koltuk araları geniş, koltuklar çok rahat, herhalde iyice şiş göbek olunca ancak buna sığabileceğim (hızlı trene de bakmalı tabii ki). Dün bindiğim otobüs şaşırttı beni. Koltukların arkalarında minik ekranlar vardı. Aslında bu çok şaşırtıcı değil çünkü İstanbul'a giderken görmüştüm bu ekranları. Yolu görmek isteyen buradan baksın, her frende, yavaşlamada ne oluyor diye başını sağa sola uzatıp görmeye çalışmasın diye düşünülmüş güzel bir uygulama. Şaşırdım çünkü bunun yanında bir de playstation joystick'i vardı. Hemen kocama göstermek için fotoğrafını çektim (görmemişlik işte ne yaparsın). Sanıyorum hızlı trene, pardon yüksek hızlı trene alternatif oluşturmak için Ankara-Bursa hattına koymuşlar. Bir görevli herkesin yanına tek tek gelip kullanımını kısaca anlattı, herkese istedikleri şeyi açtı. Sistemde müzik, filmler, televizyon ve oyun var. Kanal ayrıca seçiliyor mu yoksa otobüste genel olarak açılan kanalı mı çekiyor sadece bilmiyorum. Ama herkes Kanal D seyrediyordu, ya herkes Arka Sokaklar hayranıydı ya da seçenek yoktu.

Ben film izlemeyi seçtim. Kocamın "oyuna dalıp Bursa'ya gitme" sözü etkili oldu sanırım. Filmden sonra ne oyun var bakarım dedim ama vakit kalmadı. Filmlerde iki tane film ve komik videolar vardı. Ben ilk filmi seçtim, ikincisi neydi unuttum bile. Filmi yükledik, kontrolleri öğrendim ve bir elimde incelediğim makaleler, kulağımda kulaklık hem çalışmaya hem izlemeye başladım. Filmin adı Başkalarının hayatı (Das Leben der Anderen). Görevli sağolsun kısaca konusunu da anlattı. Ben filmin adını duymuştum zaten. 1-2 yıl önce yine gecenin bir yarısında kalkıp Oscar ödüllerini seyrettiğim için Yabancı Film Oscar'ını aldığını hatırlıyordum.

Film 1984 yılında, duvar yıkılmadan önceki Doğu Almanya'da geçiyor. O dönemde Almanya ne halde, insanların hayatlarına nasıl müdahale ediliyor vs. hepsini görüyorsunuz. Şimdi filmi anlatıp seyretmek isteyenlerin keyfini bozmayayım ama ben çok beğendim. DVD'si olsa da alsam bile dedim hatta. Son sahneleri yukarıdan çantamı indireyim dediğim için kaçırdım. Çanta feci sıkışmış, çıkarana kadar canım çıktı, bu arada en önemli sahneleri de kaçırmışım maalesef. Ama keyif benim, kumanda benim, hemen o sahnenin başına geldim ve otogara girmeden önce son sahneyi de görmüş oldum. Oyuna fırsat kalmadı tabii ki.

Ben derim ki izleyin. Bence aldığı Oscar'ı hak etmiş. Ama ben sıkılırım, ne bu böyle derseniz de boşverin :)

İzlemek isterim, daha detaylı bilgi alayım diyenler şu adrese bakabilir.

8 yorum:

GeCe dedi ki...

bu uygulamayı uçaklarda gördüm ama otobüslerdr görmemiştim uzun yolculuklarda çok iyi olur gerçekten

Colorful dedi ki...

şahane bir film gerçekten, en iyilerim arasındadır kesinlikle

neslihan erzincan özgür dedi ki...

ço güzel bri uygulamaymuş.merak ettim.sanırım eşim sadece oyun içi yolculuk edebilir:-)filmi izleyeceğimiteşekkür ederim.iyi hafta sonları.sevgilerimle...

denizero dedi ki...

__ben de sinemada izlemiş ve de bayaa bi sıkılmıştım filmde .... play station olayı süpermiş bu arada :)
not: yollarda kendine dikkat et__

serrose dedi ki...

oww bizim ucaklar gibi :)
Thy nin japonya ucaklari da bole ekranlarimiz var film muzik oyun dizi haber girla
:)
ama filmler vizyon filmler :)
optum cok cok

ferulago dedi ki...

Diğer filmin ne olduğunu hatırladım, Persepolis idi. Haftaya eğer aynı otobüsü verirlerse bu sefer de onu izleyeyim :)

Adsız dedi ki...

ya ben direkt sunu dusundum. pimpirikli amcalar, teyzeler falan bu ekrandan yolu seyredip de sofore:
-aman aman dur, aman onu sollama, yandaki cok pis suruyo dikkat et! oglum bak az daha carpiyodun!"
falan gibi sozlerle surekli karsimazlar mi?
yurdum insani kesin karisir ki:)) ehuh sofeeer hangi biriyle ugrascak???

ferulago dedi ki...

Opal, mutlaka vardır. En azından içlerinden ay ay ay diyorlar ya da dayanamayıp kapatıyorlardır ekranı :)