6 Eylül 2010 Pazartesi

Eylül'e de girdik

Sonbahara resmen girmiş bulunuyoruz. Yapraklar sararmaya ve dökülmeye başladı. Kısa süre sonra havalar iyice serinleyecek. Havanın serinlemesini sıcaktan bunalıp geceleri uyuyamadığım dönemlerde herkes gibi ben de çok istiyordum ama gerçekleşmeye başlayınca o kadar da iyi bir şey olmadığını farkettim. Ayaklarımın şişlikleri biraz ineceği için memnunum, kendimi Shrek'in karısı Fiona gibi hissediyorum resmen Ama havanın soğumasıyla birlikte tüm yaz boyunca hayatımı kurtaran terliklerimi giyememeye başlayacağım. Giymeye devam etsem ayaklarım üşüyecek, yağmurda ıslanacak. Yerlerine ne giyeceğim diye kara kara düşünmeye başladım şimdiden. Eski ayakkabılarım kesinlikle olmaz. Yeni bir şey alsam ne alacağım? Rahat giyilebilen ve çıkartılabilen birşey olmalı. Babet türü bir şey kesinlikle giymem, giyemem, nefret ediyorum babetten. Belki bağcıklarını çözmeden spor ayakkabısı giyip çıkartabilirim. Bir ara deneyeyim.

Sonbaharın gelmesi fakültenin de açılması demek. Ben ortalarda olmayacağım bir süre ama yine de yeni öğrenciler, yeni heyecanlar demek. Gerçi bu sene üniversite sınavı sonuçlarının da sms aracılığıyla dağıtıldığı ortaya çıkmış. İyice laçkalaştı bu işler, kimse hakkına razı değil. Bakalım daha neler göreceğiz.

Sonbaharın gelmesi ayrıca saatlerle ileri geri oynama vaktinin de gelmesi demek benim için. Hava yine erkenden kararak ruhumu karartacak. Öff.

Ama sonbaharın gelişinin bir de güzel yanı var ki, o da bebeklerimi kucağıma alacak olmam. O yüzden bu sonbaharı diğerlerinden daha çok seviyorum :)

2 yorum:

GeCe dedi ki...

ayakkabı olarak bilmem giyer misin ama şu crocs terliklerinin ayakkabı gibi olanları da var onları alabilirsin belki bende yaz bitmesini istemezdim ama şimdi istiyorum

güzel yorumun için sağol ayrıca şimdilerde biraz daha iyiyim kafaya takmayı bırakmaya çalışıyorum

ferulago dedi ki...

GeCe, rastlarsam bir bakayım çok sağol :) Faha iyi olmana sevindim bu arada