30 Eylül 2010 Perşembe

Sabahın köründe uyandım yine

Artık gecenin garip saatlerinde uyanıp durmaya başladım. Önce tuvalet için kalkıyorum, sonra yattığımda uyuyamıyorum çünkü ya karnım acıkıyor ya da hafif boğazım yanıyor (mide yanması gibi). Kalkıp oturuyorum bir süre, birşeyler yiyorum, süt içiyorum, sonra uyumaya çalışıyorum. Bu gece de birkaç kez uyanıp saate baktım ama yine uyumuşum. 5 gibi kalktım ve işte buradayım. Gazete okudum, ona buna baktım ve sıkıldım. Sürekli uykusuzluk çekenlere bir kez daha acıdım.

Evdeki ilk haftam bir işin ucun tutmaya çalışarak ama beceremeyerek geçiyor nedense. Gelir gelmez işlere girişecek, kafamdaki listeyi tamamlayacaktım ama şimdi dinleneyim, nasıl olsa vaktim var, yarın yaparım diye sallayıp duruyorum. En azından bebeklerimin giysilerini yıkadım, ütüledim, bu da iyi bir şey. Artık yerleştirme kısmına geçmem lazım. Bakalım bugün verimli mi geçecek yoksa verimsiz mi.

Televizyonlarda da hiçbir şey bulamıyorum izleyecek. Evhanımı olmak zormuş ama iş yapamayan ev hanımı olmak daha da zormuş. Camlarımı sileyim diyorum mesela (az önce feci yağmur yağdı gerçi) ama yapamıyorum. Orayı burayı toplayayım diyorum ama ağır kaldıramıyorum. Çalıştıktan sonra bir yorgunluk kahvesi içeyim diyorum ama ne yorucu bir şey yapabiliyorum ne de kahve içebiliyorum. Neyse, geçecek bugünler, sonrasında da iş yapacak fırsat bulamamaktan, işlere yetişememekten şikayetçi olacağım sanırım. :)

Dün televizyonda kanal kanal gezerken bir kanaldaki tanıtıma rastladım. Erkekler için performans arttırıcı bir üründen bahsediyorlardı. Sunucu ürünün herhangi bir zararı olup olmadığını sorunca ürün sahibi "piyasada bir sürü sentetik ürün var (ilaç etken maddesini kastediyor herhalde) ama bizimki tamamen bitkisel olduğu için kesinlikle zararsız" dedi. Bir Allahın kulu yok mu bunlara dur diyecek? Bir ürünün tamamen bitkisel olması zararlı olmadığını göstermez ki. Bunun farmakolojisi var, toksikolojisi var, bitkilerdeki etken maddelerin birbirleriyle, kullanılan diğer ilaçlarla hatta yenilip içilen şeylerle etkileşmesi var. Bitkisel olup gayet zararlı olan şeyler de var. Adam hangi bilgisine dayanarak böyle bir genelleme yapıyor anlamıyorum. Sonra bu ülkede bitkisel zayıflama ilacı kullanıp ölenlerin haberlerini okuyoruz gazetelerin 3. sayfalarında. Tarım Bakanlığı'nın nasıl denetlediğini bilmediğim ama satış izni verdiği ürünlerin analizi yapıldığında o tamamen bitkisel dedikleri ürünlerin içine gayet de bol miktarda sentetik ilaç etken maddesi koyduklarını görüyoruz. Bizim fakültede yapılan ve bunun sonucunda bu "tamamen bitkisel ürünlerin" piyasadan çekilmesinin sağlandığı bir sürü analiz var mesela. Ama buna rağmen bir sürü insan kendini otorite görerek bitkiler hakkında atıp tutabiliyor. Kadınlarımız da televizyonlarda ağzı açık dinliyor bunları. Araya 1-2 de kıvrak şarkı koyup göbek attın mı oh, hiç problem kalmıyor hayatta.

4 yorum:

^zeynep^ dedi ki...

bence sen yine de her isi yapayim deme, dinlen biraz. yapilacaklar nasilsa bi sekilde hallolur=)

ben sinir oluyorum o tür reklamlara. nasil izin veriyorlar anlamiyorum, aslinda yasaklanmali bu tür ürünlerin tv'den satislari. en azindan reklam yapmasinlar.

ferulago dedi ki...

Dinleniyorum da kendimi asalak gibi hissediyorum bazen. Tek yapabildiklerim yemek, çamaşır ve bulaşık, son ikisini de zaten makine yapıyor. Korkunç bir sektör olmuş bu, yasaklanması mümkün değil herhalde. Ya da RTÜK dizilerdeki sahnelere ceza yazmaktan bunları incelemeye vakit bulamıyor.

Adsız dedi ki...

ayol zehirli mantar da bi bitki , marijuhanna da bi bitki di mi :P iyi guldum :)
benim de yapmam gereken cok sey var ama yapamiyorum karnim aciyo zorlayinca. hic de umrum degil aman.

ferulago dedi ki...

loriciğim, hiç zorlama kendini. Bebek daha önemli. Şimdi senin evi düşündüm de kendi halime şükrettim. Ya da kocam şükretmeli bu durumda :)