Ve işte blogger'da 200. yazımı da gördüm. İlk 100'den sonrası çok kolay geldi zaten, nasıl yazdığımı, nasıl geçtiğini anlamadım bile.
Dün yine hızlı tren yerine otobüsle geldim. Rahat hatta yine film seyrederim, hatta bu sefer belki oyun da oynarım derken tam bir hayal kırıklığı yaşadım. Aynı otobüsü vermemişlerdi. Kocamı arayıp "yokluk içindeyim burda" diye şikayet ederek feci bir görgüsüzlük yaptım. Yokluk diye nitelediği şeye bak kadının. Tekli koltukta kraliçeler gibi rahat rahat geliyorum, neymiş, playstation joystick'i yokmuş, oyun oynayamıyormuş. Yuh dedim kendime. Haftaya hızlı treni deneyeyim artık.
İşte bu bahsettiğim yokluk içinde gözüm ara sıra televizyona takılırken bir anda gözlerim faltaşı gibi açıldı. Yine kanal D açıktı ve bu sefer Esra Ceyhan'ın programı vardı. O kadını nedense ben de sevemedim bir türlü. Hele hamileyken çıktığı sucuk reklamlarından sonra iyice tilt oluyorum kendisine. Gördüğüm sahne çok acayipti. 1-2 saniye görebildim sadece ve acaba hayal mi gördüm diye düşündüm. Ekranda alt yazı olarak "Havada durdum, tanığım var" yazısı duruyordu ve adamın biri yerlerde yuvarlanıyordu. 2 saniyelik birşey ama bakakaldım ekrana. Ne olduğunu pek merak edip azıcık dinleyeyim bari dedim ama kısa süre sonra dayanamayıp elimdeki dergiye gömüldüm. Çok acayip çok.
Bu hafta da bilgisayarımın şarj adaptörünü unuttum. Gayet güzel elime aldım, kablolarını güzelce katladım, yolculuk için hazırladım ama çanta yerine nereye koydum kimbilir. Neyse ki kocamda da aynısından var da dönüşümlü olarak idare ediyoruz. Unutkanlık hala diz boyu ve hala B12 eksikliği yok :)
Çorba yaparken kolaya kaçar, Knorr hazır çorba yaparım hep. Yapardım demek daha doğru çünkü artık içindeki katkı maddeleri nedeniyle ev çorbasına dönmüş bulunuyorum. (Hamilelik sonrasında herhalde tekrar eski tembelliğime dönerim). Gittim, tel, arpa ve yıldız olmak üzere türlü türlü şehriye aldım. Yıldız şehriyeyi görünce annem yıllardır anlattığı ortak bir hikayemizi tekrar anlattı. Ben anaokulundayken anneler günü için bir faaliyet düzenlemişler. Hepimiz yıldız şehriyeleri renk renk boyamışız ve annelerimiz için birer kolye yapmışız. Rontlar vs.den sonra herkes gidip annesinin boynuna takmış ama yegane cins olarak ben "takmayacağım" diye tutturmuşum. Cinslik işte, nedenini kimse bilmiyor (kocamın yorumu "herhalde çok beğenip kendine saklamak istedin oldu). Kadıncağız hala anlatır bu olayı. Geçen gün yine anlatınca uyandım. Nasıl içinde kalmış meğer bu olay anneciğimin, yeni idrak ettim (anne olunca anlarsın derler ya, ondan mı acaba, önceleri sadece öküz gibi dinler ve heh hüh, çocukluk işte diye gülerdim-duyarsız evlat). Annem o gün çok üzülmüş olmalı. Herkes kolyeleri minik elleriyle annesinin boynuna takıyor, şap diye yanaktan öpüyor, anneme sıra gelince ben takmayacağım diye diretiyorum. Rezil bir durum aslında. Ben de dün gidip sulu boya aldım. Biraz keçeli kalem de var evde. Bu haftasonu anneme yıldız şehriye kolyesi yapacak ve o kolyeyi annemin boynuna yaklaşık 33 yıl gecikmeli olarak takacağım. Pazartesi neler olduğunu yazarım :)
12 yorum:
Yazıyı okurken bile gözlerim doldu . Annenin de dolacaktır eminim.
Annelik hakikaten duygu yoğunlaşması yaşatıyor . Zaten genetik olarak erkeklere göre daha duygusalız ama annelik bunu daha da katıyor.
Öyle ilginçtir ki , hamileliğim sırasında sınıflarda ders anlatırken sınıfın en yaramazına bile "yapma, etme , sus " diyemyordum . Sonra da "ya benimde oğlum böyle olursa" diye ağlamaya başlıyordum :)) Ve evet biraz yaramaz oldu galiba :)))
anınızı okurken....
bitmeden şimdi yapsanız olmaz mı şu kolyeyi diyecektim kiiiii.... :)
sizde zaten hemen faliyete geçmişsiniz...
efendim 200 yazınız ayrıca hayırlı olsun... :)
özii, herhalde ikimiz de oturur ağlarız bu durumda :)
ıvır zıvır, biraz gecikmeli olacak ama herhalde fazlasıyla mutlu edecektir annemi :) Teşekkür ederim ayrıca, darısı binlere umarım.
bende diyecektim bari şimdi yap ve tak diye ama zaten sonunda karar vermişsin herhalde hoşuna gidecektir.
diğer yandan annen çocuğunu en iyi kendisi tanıyordur bence çok üzerinde durmamıştır sonradan
Bence o yıldız şehriyeli kolyeyi yıllar sonra ona vermen daha anlamlı daha ruhu okşayıcı. Nasıl duygulanır kimbilir? Ben olsam çok mutlu olurdum yıllar sonra gelmiş bu hediyeye.
ay ne şekersin sen öylee :)
annen çok sevinecektir kesin..
bu arada kutlarım nice 200' lere!
ne guzel dusunmussun. benim canim hem sehriyeli tavuk corbasi hem de kolye cekti ehueh.
Çok güzel düşünmüşüm evet ama önemli lan eyleme geçirmek. Yapamadım bir türlü :(
Güzelim siki takipçinim bilirsin ama bu yazini ilk kez görüyorum, çok duygulandim gerçekten. Benim annem olsa hatirlamazdi heralde:(
Güzelim siki takipçinim bilirsin ama bu yazini ilk kez görüyorum, çok duygulandim gerçekten. Benim annem olsa hatirlamazdi heralde:(
Zeynep A, öyle deme, anneler hiçbir şeyi unutmaz, nasıl üzmüşüm kadıncağızı kimbilir :(
Yorum Gönder