Bugün ilk defa dışarı çıktım. 4 gündür aralıksız yatan ve ayağa kalkarak gittiği en uzun mesafe oda-mutfak/oda-tuvalet olan birisi için büyük bir değişiklik. Dışarı çıkma nedenim kocamı uğurlamak. Önceleri çıkma dışarı yat dinlen dedi kocam ama şimdiye kadar hiç onu uğurlamadan yollamadım. Yarın fakülteye de gitmem gerekiyor, onun için alıştırma olur dedim ve fırladım dışarı.
Ben yatarken dışarıya bahar gelmiş meğerse. 2 gün önceki kapalı, puslu, yağmurlu hava gitmiş, cıvıl cıvıl bir bahar havası gelmiş. Sokaktaki ağaçlar çiçek açmış, yol kenarlarındaki söğüt ağaçlarının hepsi yaprak vermiş. İçim cıvıl cıvıl oldu benim de. Kendimi kış uykusuna yatan ve baharın gelişiyle uyanıp etrafa şaşkın şaşkın bakan hayvanlar gibi hissettim.
Kocama zor bela hızlı trenden bilet bulabildik. Kime niyet kime kısmet, ilk ben binerim derken kocam bindi trene benden önce. Garda biraz değişiklik yapmışlar. Bilet gişeleriyle danışmanın arasındaki yer Rail&Miles Lounge olmuş. Havaalanlarındaki Lounge'lar gibi. Ben bir de 1.5 saatte bilet kontrolünü nasıl yapacaklar acaba diyordum. Sorumun yanıtını aldım. Peronla treni ayıran kordon kalkmış, onun yerine peronu pleksiglas bariyer ile tamamen kapatmışlar. Arada 2 tane alışveriş merkezi girişlerindeki tarama cihazlarından koymuşlar. Oradan geçerken biletinizi kontrol ediyorlar, öyle biniyorsunuz trene. Ben de kocamla biner içine bakarım trenin düşüncem böylece sadece düşünce olarak kaldı.
Tren oldukça kalabalık. Millet 7-8 kişilik aileler halinde çoluk çocuk doluşmuş. Milletimizin beleşçiliği inanılır gibi değil. Yola çıkanların pek azında çanta-bavul vardı. Çoğunluk hava güzelken gidip gezelim diyenler. Nisan ayında fiyatlar normale dönünce görürüm ben onları.
Trenin camları içeriyi pek zor gösteriyor. Kocamı sadece silüet olarak görebildim yerine oturduğu zaman. Şu anda 250 km hızla gidiyorlarmış. Ben pek heyecanlıydım trene binecek diye, onda yoktu ama. Keşke ben de binebilseydim kocamla birlikte. Ona Japonya'daki Shinkansen anılarımı anlatır, deli ederdim. Tokyo-Kyoto arasında ve sonra da dönüşte olmak üzere 2 kez bindim sadece ama ömür boyu anlatılacak kadar malzeme çıkarabiliyorum kendisine. :)
Bahar havasına aldanan ben tren garının mermer zeminlerinde güzelce üşüdüm. O yüzden eve gelir gelmez sıcacık yatağıma geri döndüm. Yarın için güç topluyor ve kocamın yokluğunda odamda tam karşımda duran güzel çiçeğe bakıyorum. Dün bir bahane uydurarak dışarı çıkan kocam bana çiçek yaptırmış yine, çok mutlu oldum, hemen gözlerim doldu. Zaten sulugözdüm bu konularda, şimdi iyice beter oldum hormonlardan mıdır nedir. Tekrar teşekkür ederim hayatım. Çiçeğimin resmini koyuyorum, kocamın kolu da var.
Bu 3-4 günde biraz semirdim sanıyorum. Diyetime uymak için ısrar etsem de acaba biraz daha beslensem yavru açısından daha mı iyi olur diye aralarda ekstralar da yemiş-yedirilmiş bulunuyorum. Salı günü kontrole gidebilirsem görürüz artık kaç kilo olduğumu. Normalde hamilelerde olan iştah açılması bende yok. Canım onu bunu çekmiyor, doymamacasına bir açlık çekmiyorum, o yüzden fazla yemeye ihtiyaç duymuyorum ama belki de bebeğin direkt ihtiyacı olmasa bile rahmin genişlemesi, annenin vücudunun hazırlanması için biraz daha yemeye ihtiyacım var. Bunu diyetisyenimle konuşsam iyi olacak galiba.
Bakalım gelecek hafta nasıl geçecek benim için.
2 yorum:
buraya da bahar geldi çok güzel oldu heryer şimdi hamilelik yürüyüşlerini böyle güzel havalarda yaparsın ne iyi olur
hımm bahara denk getirmeli hamileliği :))
GeCe, 3 ayı atlatayım kise tutamaz beni :)
Yorum Gönder