Bu aralar hiç enerjim yok. Bahar yorgunluğu olsa gerek. Gerçi bugün hava yine kapalı, bahar gelmiş gibi gelmiyor bana. Belki de bu yüzden tek tük açan ağaçları gördükçe içim neşe ve mutlulukla dolmuyor. Hatta havalar yine aniden soğursa diye telaşlanıyorum o çiçeklere bakarken. Malatya'da kayısı üreticileri perişanmış, hatta yanlış hatırlamıyorsam bir Malatya milletvekili geçenlerde ağlıyordu televizyonda kayısı çiçekleri dondu diye.
Daha önceki yazılarımdan birinde yazmıştım, benim için baharın gelişini fakülte bahçesindeki Atkestanesi (Aesculus hippocastanum) ağaçlarının yapraklanıp çiçek açması belirler diye. Onlar yapraklanınca içim sevinç dolacak galiba.
O kadar yorgunum ki demek yeterli değil, bir kaç örnek vereyim:
O kadar yorgunum ki, FarmVille'deki tarlamla bile uğraşmak istemiyorum, benim yerime bir başkası eksin biçsin istiyorum (kocama kakalamaya çalışıyorum).
O kadar yorgunum ki, cep telefonuyla bile konuşmaktan sıkılıyorum, mümkünse kimse beni aramasın, ya da aradıklarım telefonu açmasın istiyorum (o zaman neden arıyorum ki?)
O kadar yorgunum ki, yatmak uyumak istiyorum ama fazla yatmaktan da sıkılıyorum.
O kadar yorgunum ki, alışveriş merkezine gideyim, cıvıl cıvıl vitrinlere bakıp içimi açayım istiyorum ama yorgunluktan üşenip gidemiyorum.
O kadar yorgunum ki, bunun ve yukarıda saydıklarımın depresyon belirtileri olmalarından korkuyorum.
Çok yorgunum ama Atkestaneleri yapraklanınca düzeleceğimi biliyorum.
2 yorum:
___offf bahar yorgunluğu çok fena...neyseki ardından çok enerjik bir yazın geleceğini bilmek güzel :)__
denizero, maaesef öyle ve bu yılki nedense geçmiyor bir türlü
Yorum Gönder