26 Şubat 2009 Perşembe

Bir uçak kazasının ardından

Dünkü kazayı elbette hepiniz duydunuz. Ölenlere rahmet, ailelerine, sevdiklerine sabır, yaralılara da şifa diliyorum. Çok kötü birşey. Uçak yine de günümüzdeki en güvenilir taşıma aracı (kontrollerinin yapılması şartıyla tabii) ama kaza yaptı mı da acısı büyük oluyor. En üzüldüğüm nokta da insanların tam inmek üzereyken, iniş takımları açılmış, tekerlerin yere değmesini beklerken böyle bir kaza geçirmeleri. Tam "oh, sağ salim geldik" demek üzereyken beklenmedik bir kaza. Dün bütün akşam yorumları, kazazedelerin söylediklerini ve uçağa bir şekilde binmeyenlerin hikayelerini dinledim. Yıllar önce seyrettiğim bir film geldi aklıma. Sizler de seyrettiniz belki. Sonradan serisini çekerek abarttılar gerçi. Filmimiz Final Destination. Hani bineceği uçağın düşeceğini gören, binişinden itibaren herşeyin gördüğü gibi gerçekleştiğini görünce panik olarak uçaktan inmek isteyen bir genç ve taşkınlık yaptıkları için onunla birlikte uçaktan indirilen arkadaşlarının hikayesi. Filmin ana teması bizim genel inanışımızın tersine: "Ölüm seni elinden kaçırdıysa mutlaka daha kötü şekilde peşinden gelip bulacaktır". Sonrasında uçak kazasından kurtulanlar tek tek ölür vs. Pek iç açıcı bir konu değil aslında. Filmden çıkınca bayağı bir gerilmiştim zaten ve konu üzerine düşünmeye başlamıştım. Dünkü kaza yine bunları getirdi aklıma. Biz bir kazadan sağ kurtulduğumuzda "verilmiş sadakam varmış" deriz. Bence bizim inanışımız daha huzur verici, rahatlatıcı. Gerçi filmi bu mantıkla çekiyor olsalardı ilk sahneden sonra bitmesi gerekirdi, o da ayrı.

Ben kaderden kaçılamayacağına inanırım. Ecel saati geldiyse nasıl olsa seni bulur, ister uçakta ol, ister sıcacık yatağında. O yüzden uyanamadığı için uçağı kaçıranların, karar değiştirip gitmeyenlerin verilmiş sadakası varmış diyorum, daha vakitleri gelmemiş. Yoksa aynı uçakta gidip de oturduğu koltuğun yerine göre hayatını kaybedenlerin yanında burnu bile kanamadan kurtulanlar nasıl açıklanır ki?

Her pazartesi otobüsüm AŞTİ'ye girerken, çıkmakta olan otobüslere bakarım ben. Ve hepsine de "biz yolculuğumuzu sağ salim bitirdik, darısı size, iyi yolculuklar" derim içimden. Keşke o uçaktakiler de sağ salim ulaşabilselerdi sevdiklerine, gidecekleri yerlere.

Umarım hepimizin bir yerlerde verilmiş sadakası vardır.

4 yorum:

Haydins dedi ki...

Bende cok kaderciyimdir..Olacagi varsa olur dusuncesindeyim hep..99 depreminde Istanbuldaydik besik gibi sallandi hep beraber indik asagi sabaha karsi uykusuzluktan olucem artik eve girdik babamla yattik uyuduk..Ablam cok sinir olmustu o zaman bana ne rahatsin diye :)

Merve dedi ki...

Kadere bende çok inanırım..çünkü kadere inanmak çare olur insana yoksa akıl almaz işin içinden çıkılamaz..

Her zaman ölümün hayırlısını dilemek lazım..Ölenlere Allah rahmet eylesin..Nur içinde yatsınlar..Pilotların görevlerini onurluca yerine getirdiklerine inanıyorum birçok kişinin hayatını kurtardılar belki de kendininkileri feda ederek..

ELİF dedi ki...

Kazadan kurtulanlarda ki birşey beni çok meşgul etti,neymi kazadan kurtulanlar artık kendılerıne vakıt ayırabıleceklerını,yaşamalarının bır mucıze oldugunu,hayata daha pozitif bakacaklarını söyledıler.Ölümün ucuna yaklasıp geri dönünce neler neler gecer insanın aklından...
Kazadan kurtulanlar inşallah hayata daha pozitif bakma düşüncelerını bır daha yıtırmezler..
Ölenlerede allahtan rahmet dılıyorum..

ferulago dedi ki...

Haydins, ben de aynı fikirdeyim. Geçmiş olsun bu arada.

Merve, çok çok doğru.

Elif..den, umarım ilk şoktan sonra unutmazlar bu düşüncelerini.