18 Ocak 2010 Pazartesi

Cep telefonundan tiksindim

Sabah rutin tren yolculuğumla geri dönmek için hızlı trene yerleştim. Biraz erken binmiştim, kalkma saatine yaklaşık 20 dakika vardı. Hemen arkamdan yandaki koltuklara bir kız geldi. Kulağında cep telefonu kulaklığı konuşup duruyordu. Tren kalkmadan yanımdaki koltuğa bir kız geldi, yerleşti oturdu. Meğer bu ikisi arkadaşmış, merhabalaşıp biraz konuştular, sonra diğer kız telefonla konuşmaya devam etti ve inene kadar konuştu. İnsan 1.5 saat boyunca kimle ne konuşur arkadaş? Ben seni dinlemek zorunda mıyım yol boyunca? Başka konuşanlar da var elbette. Herkes bağıra çağıra konuşuyor nedense. Ama yandaki kızınki acayip rahatsız ediciydi. Tünellerden geçiyoruz, telefonun çekmediği yerlerden geçiyoruz ama bu mütemadiyen konuşuyor. Bir ara acaba bir sorunu var da kendi kendine mi konuşuyor dedim ama bilmiyorum tabii. Neyse ki mp3 player vardı yanımda da konuşmasına fazla maruz kalmadım.

Millet olarak güzel bir şeyin b.kunu çıkarıyoruz, bunu bir kez daha anladım. Güzel bir iletişim aracını vücudumuzun bir parçası olarak kullanır olduk. Onsuz olamıyoruz, evden dışarı adım atamıyoruz. Arkadaşlarımızla buluşmuş konuşurken bir yandan da mesajlarımızı kontrol ediyoruz. Hatta öyle oluyor ki bir kafede oturan iki arkadaş birbirleriyle konuşmak yerine elde telefon başkalarıyla konuşuyorlar. Artık cepten facebook vs.'ye bağlanma da var, durum daha da vahimleşti.

Bence kapalı alanlarda bırak konuşmak, cep telefonunun sesini açık tutmak bile büyük bir kabalık. Ben senin telefonunu duymak zorunda değilim. Titreşime alırsın, bakarsın eğer konuşman gereken önemli bir durum varsa konuşur ama kısa kesersin ve bağıra çağıra konuşmazsın, ben de senin beni hiç ilgilendirmeyen konuşmanı dinlemek zorunda kalarak hayata küsmem.

İnanıyorum, ileride dumansız hava sahası gibi telefonsuz hava sahaları olacak, kafelerde, restoranlarda telefon sinyallerinin çekmediği alanlar oluşturulacak. :)

Trenlerde dikkatimi çeken bir başka husus da yolcuların belediye otobüsü mantığına sahip olması. İnsanlar tren gara girmeden 10 dakika önce kalkıp koridora diziliyorlar nedense. Ara duraklar olsa anlarım ama son durakta ineceksin kardeşim, bu ne acele. Eskişehir'e giderken de aynı şey oluyor, dönerken de. Giderken diyelim ki İstanbul, Bursa bağlantılı bilet almışlar, bir an önce binmek istiyorlar diğer araca. Yine de aceleye gerek yok, rahat rahat yetişecek süreleri var. Ama ya Ankara'da son durakta inecek olanlar? Tamamen gereksiz. Koridora dizilen insanlar yüzünden üstteki kompartmana koyduğumuz eşyalarımızı alamıyoruz, mağdur oluyoruz ona bakarsan.

Neyse, çok şikayet ettim galiba ama cep telefonu kısmının bir kez daha altını çiziyorum.

4 yorum:

meltem dedi ki...

yaaaaaa ben hep söylüyorum işte nefret ediyorum cep telefonundan yemin ederim karşıyım acaip karşıyım
hele şu gece yatarken bile yanından ayırmayan yaşlılara hepten gıcığım

ferulago dedi ki...

meltem, tıp ilerliyor, hepimizin eline koluna dikerler bir tane yakında :)

GeCe dedi ki...

ah birde yol boyunca mesajlaşanlar var bir o yzıyor bir diğeri hiç durmadan konuşma rahatsız edici ama karşımda sürekli elleri pıtpıtlayan biri varsa siniirm bozuluyor benim de

ferulago dedi ki...

GeCe, 39 kontöre 500-5000 mesaj verirlerse daha çok sinirimiz bozulur bizim