Dün önemli bir gündü kocam ve benim (aslında herkes) için. Parmaklara aylar sonra oje sürüldü, saçlar bigudiyle sarıldı, Ankara'daki dolabımdan getirtilen takımın pantalonuna sığılınca sevinildi ancak fermuarın kapanamayacağı anlaşılınca annenin pantalonu giyildi, makyaj yapıldı, sabahın köründe evden çıkılıp 7 trenine yetişildi, zor açılan gözler koltuğa oturunca iyice kapandı ve Ankara'ya doğru yola çıkıldı.
Dün Doçentlik sınavım vardı. Aylardır çalışamadığım ve son 3-5 günde şunu da okuyayım, bunu da çalışayım dediğim için kafam karman çorman oldu. 2 ay 10 günün verdiği uykusuzluk ve yorgunluk da birşeyler anlamama engel oldu. Aslında raporlu olduğum için sınava girmemek için başvuruda bulunabilirdim ama girmek, nasıl birşey olacağını görmek istedim. Sınavın Ankara'daki bir fakültede yapılması büyük şanstı benim için, Eczacılığın olduğu her yerde olabilirdi ne de olsa (birinci yedek jüri üyesinin olduğu yere göre seçiliyor yapılacak yer). Ne değişirdi, bilmediğim bir yere gitmek daha fazla gererdi, bir de daha uzun süre alırdı, başka birşey olmazdı.
Az çalıştığım ve hiçbirşey hatırlamadığım için önceleri girsem mi girmesem mi ikilemi yaşadım. Oda arkadaşımla birlikte başvurmuştuk, bana bir sürü not yollamıştı çalışmam için sağolsun. En azından onun emeğine saygısızlık etmemek için girmeye karar verdim. Kader arkadaşım ayrıca ne de olsa, yalnız bırakmak istemedim. Her ne kadar o inanmasa da sınavı geçip cübbe giydirdiklerinde orada olup mutluluğunu paylaşmak istedim.
Kocamla trene bindik ve önce bizim sonra da diğer fakültenin yolunu tuttuk. Önce arkadaşımı aldılar, 2.5 saatlik bir sınavdan sonra cübbesini giydirerek başarılı olduğunu açıkladılar, öğle yemeğinden sonra da saat 2.30 gibi beni aldılar. 2-2 buçuk saatlik bir sınav sonrası tahmin ettiğim üzere başarılı olamadım. Stres-heyecan ve yorgunlukla bildiğim şeyleri bile tam ifade edemedim, pratik dersinde yıllarca anlattığım konular aklıma gelmedi, bilmediğim bir sürü şey de olunca bir sonraki sınava kaldı işim. Üzüldüm mü? Hayır. Ağladım mı? Evet. Ama asla üzüntüden değil. Sinir boşalması, stresin üzerimden kalkmasıyla ister istemez ağlayıp ferahladım. Çalışıp da kalmış olsaydım çok üzülürdüm gerçekten. Ama çalışmadığımı, bunun için de çok geçerli bahanelerimin olduğunu hem ben hem de jüri üyeleri bildiği için içim rahattı.
Ama bundan sonrakine gayet iyi hazırlanacağım. Bebeklerimle düzenimizi oturtunca çalışmak için daha fazla imkanım olacak. 2. sınava kendimden emin şekilde girecek ve sonunda gülerek (ya da yine sinir boşalması nedeniyle ağlayarak) çıkacağım ama bu sefer üzerimde o cübbe de olacak. :)
Not: Dönüşte 2 . vagondaydı yerlerimiz. 2. vagon engelli koltuklarının bağlanabildiği boşluğu olan vagon. Bu nedenle o vagondaki tuvalet de engelli vatandaşlarımızın tekerlekli sandalyelerinin girebilmesi için özel olarak tasarlanmış, düğmeyle açılan kapısı olan kocaman bir tuvalet. Görünce ağzım açık kaldı. Hamileyken göbek yarım metre önde gezdiğim zamanlarda trendeki tuvaletlere zor sığar, içeri türlü manevralarla kıvrak hareketlerle girer olmuştum. Keşke bu tuvaletlerin varlığını o zaman öğrenseydim :)
13 yorum:
Herşeyin hayırlısı olsun
Seneye bu zamanlar mutlu haber vereceğinize eminim :)
Bu arada İkiz Babası çok ama çokk boşladı ..hani ona güvenmiştik biz :)
Elçin'in Yeri, evde 2 adet mutluluk kaynağım olduğu için pek umursamıyorum zaten. Acelem de yok. İkiz Babası makale yazmakla uğraştığı için boşladı bu aralar. Yakında döner umarım.
Seneye bebeklerde büyüyecek çalışmaya vaktiniz olur umarım...
Söylediğime kendimde güldüm çünkü büyüdükce bekledikleri ilgide büyüyor:)))
Ballı Lokmam, belki bir ihtimal uyku düzenleri biraz oturunca çalışırım diyordum? Oda mı olmuyor? :)
İnşallah ilerde olacaktır, bu arda ne çok ortak noktamız varmış..Ben de Eskişehirliyim ve Ankara'da oturuyorum..O trenlerin dili olsa da konuşsalar..Gerçi ilerde bebeklerle bindiğinizde de karşılaşırız belki..
hayırlısı olsun arkadaşın için sevindim darısı hepimizin başına eminim dzenin oturunca sen de başaracaksın
Hande, ne güzel olur gerçekten de :)
GeCe, inşallah GeCeciğim, darısı hepimizin başına :)
Ferulagocum, senin de eşinin de sağlığı yerinde, bebişlerine kavuştun, minik aileniz kocaman oldu, amaaaaaan doçentlik de seneye oluversin !!! :D
Evreni de sık boğaz etmeye gerek yok di mi? :P
Öpüyorum kocaman !
noracığım, ben de zaten zerre kadar üzülmedim :) Meleklerimi özledim gün boyu, eve dönmek çok güzel geldi
Geçmiş olsun Feru, eminim bir sonrakinde başarılı olacaksın. Gerçekten çok tatlı iki geçerli sebebin var:)))
denizciğim, doçentliğim ve profesörlüğüm onlar benim :) Zerre kadar üzülmedim onlar olduğu için
Ferulagocuğum, o günü o kadar güzel anlatmışsın ki ortamı gözümde canlandırabildim.. Ve bir sonrakinde başarılı olacağını inancım tam!! Sen şimdi hayat tezinle ilgilen... :)) Maşallah bunda da süpersin ya.. :))
asimetrikciğim, darısı sana. Sana trigonella diyorum bu arada :)
Yorum Gönder