20 Kasım 2008 Perşembe

Bana mı çekmişler acaba?

Yavrularım da sağolsunlar anneleri gibi biraz cins. Direkt kan bağı olmasa da aramızda (yok artık) üzüm üzüme baka baka kararır misali hepimiz cinsiz. Onları size daha önce tanıtmıştım. Şimdi sıra geldi cinsliklerini yazmaya.

Şekerim benim, tatlı kuşum, bana pek düşkündür (mavi giydiği zamanlarda da kocama). Ben bilgisayar başından pek kalkamadığım için kuşcağız da bana yakın olmak için bilgisayarın üzerinde dolanıp duruyor. Resimdeki bana kaçamak bakışlar atarkenki hali. Bakıyor, sonra da ekranın arkasında kayboluyor sonra bir daha bakıyor. Belki de ce-e oynuyor kendince :) Cinsliği ise mutfağa gittiğimi görünce hemen peşimden gelmesi. Musluktan su içmeye bayılıyor hayvan. Bizi de eğitti helal olsun kuşa. O peşimden gelince murluğu açar, altına kolumu uzatırım, suyun sıcaklığını yaz-kışa göre ayarlarım ve o kolumun üzerinde yürüyerek kah su içer, kah suyun altından geçer (uçamayacak kadar ıslanmamaya özen göstererek). Aslında tam kameraya çekilecek bir sahne. İlk fırsatta çekmeliyim.

İkinci cinsimiz Çıtçıt. Kanadının yamukluğu yüzünden uçamayan bu hanım bakımına çok özen gösterir. Her gün mutlaka saçlarını yıkar :) Tepedeki tellere tutunarak tepeüstü aşağıya doğru sarkar ve kafasını suluktaki suyla ıslatır. (Kızım o suya beslen diye vitamin falan koyuyorum ben, kafanı yıka diye değil). Ama belki de hayvan vitaminli suyla tüylerinin parlaklığını artırıyor, ahenkle dans ettiriyor, olamaz mı? Ben de onu bunu sürmüyor muyum kafama bakım yapacağım diye? Aferin punk kızıma benim.



Üçüncü cinsimiz Kıtır. Aslında buna cinslik denmez sanıyorum, zaruret nedeniyle olduğuna inanıyorum. Kıtır'ın kafesindeki talaşları genelde haftada bir değiştiririz. Zaten daha uzun kalırsa iyice koku yapmaya başlıyor. Bir keresinde bir haftasonu Eskişehir'de olmayışımız nedeniyle değiştirememiştik. Bir akşam eve geldiğimizde hayvanı yemlerini koyduğumuz minik plastik kabının içinde yatarken bulduk, bir anlam veremedik önce. Fotoğrafını çekmeye çalıştığımda hep uyandı. Nihayet şu aşağıdaki pozları çekebildim. Neden böyle yapıyor acaba derken bir de baktık ki talaşın her yerinde pislikleri var. Eee, temiz hayvan ne de olsa, üstüme bulaşmasın diye kendini yemek kabının içine hapsetmiş. Kocam hemen temizledi de hayvancağız rahatça tertemiz talaşlarının arasına gömülebildi. Sen de bir köşeyi tuvalet yapsan da sadece oraya pislesen olmuyor değil mi Kıtırcığım.
Birinde uyuyor, diğerinde uyku mahmuru tatlım benim.

Hepsini çok seviyorum, onlarsız bir hayat düşünemiyorum. Kocam da aynı şekilde. Evimiz ve daha da önemlisi biz müsait olsak hemen bir köpek alacağız ama şu anda mümkün değil. Mini mini köpek yavruları dolaşsa evde, Kıtırla birlikte koştursalar (Kıtır şeffaf topunun içinde tabii), kuşlar da etrafta uçuşsa (pardon Çıtçıt, sen uçamıyordun) fena mı olur. Bilakis ne de güzel olurdu.

7 yorum:

^zeynep^ dedi ki...

Bizde de vardi muhabbet kuslari, üc tane. Biri yesil oldugundan adi Yoshi'ydi:-) Digeri de pek bir kurnaz oldugundan ben ona (köroglu filminden esinlenerek) Ayvaz diyordum ve maviydi. Bir tane daha vardi, 3 yil beraber yasadik, geldiginde kücücüktü, Babam onu Kadir gecesi getirdiginden adi Kadir olarak kalmisti:-) "Askim" "Kadir" ve "Kapi çaliyo" favori kelimeleriydi, bunlari resmen söylüyordu... Ne yazikki Kadir'i kacirdik:-((( Digerlerini de sik sik evde olmadigimizdan, tatillerde sorun ciktigindan (kimse bakmak istemiyordu) geri vermek zorunda kaldik. Hepsinin ayri bir huyu vardi... Ah anilar gözümde canlandi simdi bak.

İLKAY dedi ki...

Yerim ben senin bızdıkları ama ben dayanamadım şimdi seni de ekledim mimlere yaz bakalım gaip huylarını da sen tekrar geldiğinde bende dikkat edyim:))))

ferulago dedi ki...

Tüh, ben de yırttım diye sevinmiştim. Biraz düşüneyim o zaman. Gerçi bana göre garip değiller ama :P

İLKAY dedi ki...

Haaa hahaa haaa

ferulago dedi ki...

Zeynep A: Benim de daha önce beslediğim birkaç kuş öldü. Salya sümük ağladım ama yine de onlarsız bir hayat olmuyor. Tatillerde bir şekilde idare ediyoruz biz de. Ama gözüm hep yavrularda. Bunları da yavruyken almıştım o kadar tatlılardı ki. Bir nevi çocuğu büyüyen annelerin yeni bir bebek istemesi gibi :)

serrose dedi ki...

Supermis

Bizimde vardi bi Kikimiz
Annemin temizlik yaptigi bir gun butun camlar acik en kucugumuz Kikiyi halasina yollamisti :)

ferulago dedi ki...

Bir de geri dönebilseler gittikleri yerlerden... :)