Geçen gün eski takılarıma baktım durdum. Galiba benim de bir takı askısı almam veya daha da iyisi iyi bir ayıklama yapmam lazım diye düşündüm. Gümüş takılarımın durduğu kutuya gelince yıllardır takmadığım bir sürü küpemin, yüzüğümün, kolye ucumun ve zincirimin olduğunu gördüm. Yüzüklerin o zamanlar ne kadar küçük veya küçültülmüş olduğunu görüp şaşırdım, parmağıma hala uyanların olduğunu fark edince mutluluktan havalara uçtum (zayıflıyorum ya). Sonra da hiçbirine kıyamadım. Tamam, özellikle karardıkları için artık gümüş zincir takmıyorum, onun yerine beyaz altın bir zincirim var onu kullanıyorum ama yine de hiçbirini atmaya kıyamadım. İleride kızım olursa eğer ve yıllar sonra takılarımı kullanmak isterse diye kızıma haksızlık etmekten korktum. "Ama anne, hiç mi beni düşünmedin" der diye şimdiden içlendim. (Görüyor musun meripoint, 10 yıl sonrasına giysi alıyorsun ama üzülme daha manyakları var, ben doğmamış kızıma don biçiyorum :) )
Sonra da aşağıdaki yüzüğümü buldum, nasıl aldığımı hatırladım. Lise son veya fakülte bir, tarih derseniz 89-90 yılı , aman tanrım, bundan 18-19 yıl önce almışım bunu. Üstelik de aldığım yeri ve zamanı dün gibi hatırlıyorum. Güven Park'ın orada, Kumrular sokakla Yeni Karamürsel'in önündeki sokağın kesiştiği köşede eskiden bir pasaj vardı. Sonrada iç çamarışı pijama satan bir yer olmuştu, şimdi de simit sarayı gibi birşey var yanlış hatırlamıyorsam. Orada arkadaşlarşa buluşacaktık. Erken geldiğim için pasajdaki dükkanların vitrinlerine bakıyordum. Salaş bir gümüşçü vardı, vitrininde tozlu gümüşler olan. Rafların birinde bu yüzüğü gördüm. Birbirine yaslanan iki tane aslan kafası. Nedense beni kendine çekti, gözlerimi ayıramadım. Alayım, almayayım derken yanıma gelen iki kız da o rafa bakmaya başlayınca nolur nolmaz diye hemen girdip aldım. Tam de parmağımın ölçüsündeydi, küçültmeye gerek kalmadı (orta parmağa yüzük takmaktan nefret ederim de). Hemen aldım, çıktım ve parmağıma taktım. Fotoğrafları az önce çektim, hala parmağıma uyuyor. Yaşım gereği daha şatafatlı, taşlı, kocaman yüzükler mi takmam gerekir yoksa? Bana ne, taktım bile, böyle gezeceğim bugün. Parmağımda 18-19 yıl öncesinin bir anlık mutluluğu (küçük şeylerden mutlu olurum demiştim) ve aslan kafalarının bana verdiği güçle dolaşacağım. Akşam eve geldiğimde eğer vakit bulabilirsem tüm gümüşlerimi parlatacak ve özenle bir kutuya yerleştirip kızım için saklayacağım.
4 yorum:
COk hosuma gitti dusuncen.Kizin simdiden cok sansli
sevgiler canim
Umarım "saklaya saklaya bu çirkin şeyleri mi saklamış demez :)"
babasına çekerse kesin der :)))))
Vazgeçtim o zaman, haftasonu oraya getirip hepsini sana parlattıracağım :P
Yorum Gönder