1 Şubat 2009 Pazar

Eski bir gezinin anıları

Geçenlerde elime geçen Akdamar Adası fotoğraflarından bahsetmiştim sizlere. Geri kalan fotoğrafların bir kısmını daha buldum. Son parti ise nerede hiç fikrim yok. Onun için yine birkaç foto koyabiliyorum. Umarım diğerlerini de bulur eklerim.

Bu fotoğraflar eski bir fakülte gezisine ait. Yüzüncü Yıl Üniversite'si misafirhanesinde kalmış, çevredeki tarihi yerleşimlere günübirlik gezilerde düzenlemiş, hem tarihi yerler görmüş hem de bitki toplamıştık.

İlk fotoğraf Doğubeyazıttaki İshak Paşa Sarayı'na ait. Eski TL ve YTL'lerin birinin arkasındaki resim olarak da bilirsiniz. O parayı kocama gösterip "ben buraya gittim" derdim, artık böyle bir ihtimal olmadığına göre bloguma koyayım buradan bakarız zaman zaman dedim. Sarayın konumu harika, Doğubeyazıt'a tamamen hakim olan bir konumda. Öyle ki gözcülerin gözüne batmadan yaklaşmanın imkanı yok. Ne bir tepe ne bir çukurluk, düz bir arazi tamamen. İçerideki işçilik vs harika. Daha detaylı bilgi için şu adrese bakabilirsiniz. Bu da içeriden bir görünüş.
Daha çok fotoğraf olacaktı aslında ama dediğim gibi kimbilir neredeler.

Bu fotoğraf ise Hoşap Kalesi'nden. Geziye katılanlar arasında tabii ki ben de varım ama neredeyim söylemem :) Hoşap kalesi çok heybetli bir kaleydi. Van Kalesi'ne de gittik ama ben bunu daha çok beğendim nedense. Burada da kalenin surlarının bir kısmı görülüyor. Ejderha sırtı gibi gelmişti bana, o yüzden çektim zaten bu fotoğrafı. Sanki silkinip kalkacak, üstümüzden alev topu fırlatarak uçacakmış gibi. Kale'den etrafa bakışta gözüme çarpanlar da işte bu fotoğrafta.













Muradiye Şelalesi (insanlar olmayınca sanki bir yerden bulmuş da eklemişim gibi ama cidden ben çektim :) )
Bu da Ahlat'tan bir fotoğraf. Ahlat yanlış hatırlamıyorsam bastonlarıyla da meşhur. Hocalar satın almıştı diye hatırlıyorum hediyelik olarak, ama ben almamıştım.









Bu da son fotoğrafım. Büyük ve Küçük Ağrı aynı karede. Karlı ağabey kardeşine "yamacımdan ayrılma bacaklarını kırarım" der gibi sanki.


Bayağı bir gezmiştik o gezi sırasında, daha sonra bir kongre nedeniyle Van'a tekrar gittim ve 2 hafta kadar kaldım. Daha önce de demişimdir, kongreler, sempozyumlar bilmediğimiz yerleri görmek için büyük bir fırsat. O kongre Antalya'da, Bodrum'da da yapılabilirdi ama o zaman bu güzel yerleri göremezdik. Bir yakınım uzak yerlerde toplantı olduğunda "ne gerek var, İstanbul'da yapsalar keşke" der. Ben de "İstanbul'a her zaman gidilir ama Van'a, Erzurum'a gitmek aklımıza gelmez, fırsat olmaz, bu toplantılar, görevlendirilmeler mükemmel fırsat fikrini savunurum". Daha gitmek ve görmek istediğim pek çok şey var. Umarım gidebilirim.

4 yorum:

^zeynep^ dedi ki...

canim gittigin yerler cok güzel gercekten, fotograflar da öyle, insallah en yakin zamanda digerlerini de bulur eklersin:-) Benim de Türkiye'mizin her bir kösesini göresim var.

L@L dedi ki...

Fotoğraflar muhteşem! Bende gidip oraları görmeyi çok istiyorum!

ferulago dedi ki...

L@L; ülkemizde harikulade yerler var,mutlaka gidip görmeliyiz. Sadece deniz kenarlarında, Bodrum'da, Antalya'da gezmeme klazım bence :) Ben her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorum.

ferulago dedi ki...

Sevgili Zeynep A., bana kalsa bir gap turuna katılacağım ama kocamı pek ikna edemiyorum. Biraz gezenti bir kişiliğe sahibim galiba. Diğerlerini de bulacağım umarım.