Bu keşmekeş trafik nedeniyle arabadan inip yolun bir kısmında yürümek zorunda kaldım. Kendimi yormamak için yavaş yavaş yürüdüğüm için de fakülteye bir hayli geciktim. Neyse. Ertesi gün AKM'nin önünden geçerken felaket bir manzarayla karşılaştım. Çimlerin üzerinde yüzlerce torba, pet şişe, çöp vardı. Keşke liderlerini uğurlamak için gelenler çevreye de bir miktar duyarlı olabilseydiler ve çöplerini uygun bir yerde, torbalar içinde toplayabilselerdi.
Öğleden sonra iğnemi olmak için fakülteden çıktım. Güzel havalarda dışarı çıkmanın tek bir kötü yanı var bilirsiniz: işe geri dönmek. Turgut Reis caddesinden (daha önce Ankara'daki en sevdiğim caddelerden biri olduğunu yazmıştım) geçerken ışıl ışıl güneşli bir hava ve çiçekli ağaçları görünce herşeyi boşverip yürüyüp gitsem diye düşündüm ama heyhat, 3 ayı bitirdikten sonraya erteledim. Bir binanın önündeki ağacın resmini çekmeden edemedim. Bu ağaçları çok severim. Rosaceae familyasından erik, badem, kiraz vs. bahsettiklerim. En sevdiğim yanları da ağaçların dallarının, sürgünlerinin koyu renkli oluşu ve bu koyu renge tezat olarak cıvıl cıvıl beyaz, pembe renkli çiçekler vermeleri. Yaprakları çiçeklerin döllenmesinden sonra çıkardıkları için sanki ortada kuru, cansız bir ağaç ve onun üzerine bir ressamın kondurduğu minik çiçekler var. Her biri ince ince işlenmiş bir tablo gibi, insan gözünü alamıyor. Her yerde görüyorsunuz onları ama yine de bir fotoğraflarını koymak istedim. İçimi ısıtan mucizeler bunlar. Bugün yağan yağmurla birlikte petallerinin bir kısmı döküldü. Yarınki yağmurlarla daha fazla dökülecek, rüzgar çıkınca her biri bir yere savrulacak, meyveler oluşmaya, yapraklar çıkmaya başlayınca bu güzellikleri kalmayacak ve ben onları tekrar görmek için gelecek baharı bekleyecek ve umarım bu sefer ağaçlarımın çiçek açışını bebeğimle birlikte dolaşarak kutlayacağım.
4 yorum:
ahhh su doga ne guzel di mi Ferulago.. minnacik bi cicegi bile insani alip goturuyo. Ankara'da yasamak gittikce daha mi zorlasiyor yoksa kolaylastirmak adina yapilanlar bir ise mi yaramiyor? bunu anlayamiyorum??
Opalcim hayat sadece Ankara'da değil, her yerde zor artık. Sürekli olumsuz yanlarını görürsek daha da zorlaşıyor. Onun gün içinde minik sürpizlerle karşılaşmak, güzel şeyler görmeye çalışmak, güzellikleri görmeyi seçmek gerek :) A keşke burda da deniz olsaydı, istediğim zaman girebilseydim, su tüm olumsuzlukları alır götürürdü mesela :)
Merhaba
Ankaranın ilkbaharını bende çok severim.Biranda oralara gittim sanki
nazpek, o zaman fırsat bulduğumda daha çok resim çekeyim de iyice dolaştırayım Ankara'da :)
Yorum Gönder