16 Ağustos 2010 Pazartesi

Bugünlerde...

Bugünlerde neler oluyor kısa bir özet geçelim:

- Güvercinlerden yana çok şanslıyız (artık şans mı bilinmez, balkonun hali içler acısı). İyice büyüdüler ve bu sefer gerçekten çirkinleştiler. Anne baba artık hiç yanlarında durmuyor, durmadan gidip gelip yemek taşıyorlar yavrularına. Bunlar da sürekli aç. İşin ilginci, annemlerin balkonunda daha önce yumurtlayan güvercinlerden bahsetmiştim, galiba 2. tura geçmişler. Kaktüs saksısı vardı pencere pervazında, onu da düşürmüşler, her yer toprak içinde. Bir gün de teşekkür etseler, ne bileyim, gagalarında sayısal loto numarası yazan bir kağıtla ya da piyango biletiyle gelseler olmaz. Nankör şeyler.

- Bu yılki güllaç maceram da hüsranla sonuçlandı. Arkadaşlar sağolsun, 1-2 öneri olmasına rağmen evin yakınındaki bir pastaneden aldım. Görünüş süperdi, tadının da güzel olduğuna emindim ama bu sefer de gecelik bakarken kendimi biraz dağıtmışım, kutu yamulmuş, güllacın sütü-şurubu akmış, katlar biribirinin içine geçmiş. Görünüş sakat olsa da tadı güzeldi ama dedim ya, var bir şey, yine istediğim gibi olmadı. Bu ayki doktor kontrolümü atlayım, belki kocamla tekrar alır birer porsiyon yeriz.

- Televizyondaki 118 80 reklamlarına uyuz oluyorum. Hangi reklam şirketine yaptırmışlar, daha salak bir senaryo bulamamışlar mı, yoksa amaçları insanları sinir ederek marka farkındalığını oturtmak mı bilmiyorum ama bildiğim bir şey var, o da asla o numarayı aramayacağım. Diğer 118'leri arayacağım o salaklara inat.

- Evcilik oyunu yarışmasını seyreden var mı bilmiyorum aranızda. Ben sadece fragmanlardan gördüğüm kadarıyla takip ediyorum. Hala bu yarışmanın amacının ne olduğunu, sonunda ne olacağını bilmiyorum (hoş, seyretsem de anlamazdım herhalde). Gördüğüm kadarıyla sürekli birileri ayrılıyor ve yerlerine yenileri geliyor. Bu yarışma sonsuza kadar sürecek anlaşılan.

- Hamilelikte hızlı tren süper bir şeymiş. Çok rahat gidip geliyorum. Arabadan bile rahat diyebilirim. İzne çıkarken kocacığım beni arabayla götürmüştü evimize. Yavaş gidip sık mola vermek zorunda olunca 3 saati geçmiştik. Klimaya rağmen yine de sıcaktı, güneşliydi. Hızlı tren ise bu aralar maşaallah sıfır rötarla tam 1.5 saatte gidip geliyor, sefer sayısı arttı, klimalı, arada kalkıp dolanabiliyorum, tuvalete gidebiliyorum ve business class'ta gittiğim için (mecburen) koltuklar da geniş ve rahat. Sağolasın TCDD.

- İyice büyüdüm. 7.5 aylık bir hamileye takabül ediyormuşum şu anda. Fazla kilo almadım, yüzüm, kollarım hala dolmadı (doktorum sağolsun) ama bu haftasonu yine fırça yiyeceğim gibi geliyor bana, haydi hayırlısı.

- Var mısın yok musun yine başlamış. Yine bir sürü segi pıtırcığı, yine seni çok seviyorumlar, hep yanındayızlar vs. vs. Survivor'daki sevgi pıtırcıklarının ne hale geldiğini görünce iyice yapmacık geliyor bana (zaten daha önce de dayanamazdım). Yarışmaya katılmak için başvuru formu doldursak herhalde bizi mülakata falan çağırmazlardı kocamla. Düşünsenize, "sevgi pıtırcıklarından nefret ediyorum, herkese sinir olma potansiyelim var" yazıyorum ve beni çağırıyorlar. Ne yorum ne birşey, suratsız bir şekilde dan diye açarım herhalde kutuları. Neyse, sıcak insanı iyice yoruyor, gidip biraz dinleneyim.

3 yorum:

deniz dedi ki...

ferulago senden haberler ne güzel.hep böyle olsun

ferulago dedi ki...

Sağol deniz. Yerleştiniz mi evinize, iyi misin?

deniz dedi ki...

yooo yerleşmedim.böyle gayet iyiyim gibi.