24 Ağustos 2010 Salı

Yine bir canlı yayın gecesi-sabahı

Bu sabahın köründe Miss Universe yarışması vardı. Bilimum canlı yayının gediklisi olarak bu sefer çocuklarımla birlikte kalkıp seyrettim. Herkes sahura kalkmışken ben güzellik yarışması seyretmeye kalktım, garip bir durum aslında benim için. Uydunette E2 çıkmadığı ya da ben bulamadığım için cnbce-e'den simultane çeviriyle seyretmek zorunda kaldım. Bol miktarda reklam olduğu için aralarda kahvaltımı yaptım, makale baktım, bir sürü iş hallettim. Bu seferki yarışma Amerika'da, Las vegas'ta yapılıyordu. Biz dereceye giremedik yine. İlk 15 açıklandığında çok şaşırdığımı söylemeliyim. Nedense böyle organizasyonlarda ev sahibi ülkenin güzelini mutlaka ilk 15'e sokarlar, ancak ilk 15 içinde USA yoktu. Zaten o kızı pek beğenmemiştim. Her yıl en azından ilk 10'a giren ve güzelleri son 2 yıl üstüste Miss Universe seçilen Venezuela da ilk 15'te yoktu, bayağı şaşırdım.

İlk 15 sıralanınca kim kalır kim gider diye baktım ve dedim ki Meksika ile Jamaika sona kalır. Gerçekten de öyle oldu. Favorim Meksika'ydı, muhteşem kırmızı gece elbisesiyle kolayca aradan sıyrılıverdi. Bu sefer jürinin sorduğu sorular da daha mantıklı şeylerdi. Klasik "elbette ki dünya barışı, yaşlılara yardım etmek" tarzı cevap gerektiren şeyler değildi.

Sonuç olarak Güney Amerika kızlarının güzelliği bir kez daha tescillenmiş oldu. Haftaya Emmy'lerde görüşmek üzere :)


Hiç yorum yok: