22 Ağustos 2010 Pazar

Dün çok güzel bir gündü

Dün doktor kontrolümüz vardı. Yine kilo aldım diye fırça yiyeceğim korkusuyla çıktım doktorumun karşısına. Önce "çok iyi görünüyorsun" dedi doktorum bana, sonra da "şu tartıya çık bakalım". Gerçekten iyi görünüyorum, herkes aynı şeyi söylüyor. Yüzüm hala ince, hatta hamile kalmadan öncekinden bile ince diyebilirim. Kollarım da kilo almadı. Bilirsiniz kilo alınca kollar da dolar, pehlivan gibi görünmeye başlarsınız. O yüzden bu sefer ne olacağını çok merak ediyordum. Tartıya çıkınca gördüğüm rakam 75 idi. (1 ay önceki kontrolümde 74.4 kg idim.) Doktorum bana öyle bir tablo çizmişti ki ağlayarak çıkmıştım muayenehaneden. Doktorum sonuçtan çok memnun oldu, "2 kilo vermişsin" dedi. Sonra da hemen bebeklerin ölçümlerine geçtik. Bebeklerde nasıl bir değişim olduğu da önemli tabii ki. Kızım 938 g olmuş, oğlum 1040 g. Yediğim herşey bebeklerime yaramış anlayacağınız. Maşaallah bebeklerime. 26. hafta değerlerine bakarsak eğer, tek gebeliğe oranla daha yüksek kiloda bebeklerim. Umarım böyle de devam eder. Doktorum "bu ay dikkat ettiğin belli dedi". Gerçekten de ettim. Aslında hiç de az yemiyorum, bu kadar yemeye kilo almış olmam lazımdı ama ne yediğim çok önemli. Geçen sefer kocam 15 gün kadar yanımdaydı, bazı öğlenler ve bazı akşamlar fakülteden geç çıktığımızda yemeği evde yemek yerine karşıdaki kebapçılarda, ev yemekleri yapan yerlerde yiyorduk. Bu arada kıymalı pideler, ev yemeklerinin yanında pilavlar yedim, bir gün bir arkadaşımızla buluşup mükellef bir sofra kurduk, birkaç sabah kahvaltı yapmaya vakit bulamayıp 1-2 poaça yemiştim. Tatlı , dondurma vs. yemememe rağmen feci kilo almıştım. İşte bu sefer bunların tam tersini yaptım. Dışarıdan hiçbir şey yemedim. Kahvaltımı yaptım, vaktim olmadığında fakültede yemek için kepekli veya çavdarlı ekmekten sandviç yaptım, akşamları yemeklerimi hep evde yedim, yemeklerimi zaten diyet yaptığım günlerden kalan alışkanlıkla az yağlı yapıyordum ama kıymayı yağsız olmadığı sürece hayatımdan çıkarttım, pilav yerine bulgur pilavı veya yağsız makarna yedim, meyvemi asla ihmal etmedim ve sonuçta kilo verdim. Anlayacağınız kontrolden çıktığımda çok çok mutluydum. Haa, 1-2 kez minik porsiyonlar halinde dondurma yedim bu sefer. Ona rağmen kilo verdim :)

Sorun sadece fırça yememek değil elbette. Bebeklerin sağlıklı gelişmesi daha önemli. Geçen sefer doktorum bana çok güzel bilgiler verdi. "Çok kilo alan annelerin bebekleri genelde küçük doğar, etrafına dikkat et" dedi. Gerçekten çevremde gördüğüm örnekler de aynen böyle. Anneler nasıl olsa yemek için bahanem var diye yiyip kilo aldıkça vücut oluşan göbeği beslemek için diğer organlarda kısıntıya gidermiş. Öncelikle bebekler dahil olmak üzere kan akışını azaltma yoluna gidermiş, ama beyin, böbrekler ve bebekler itiraz edince bunu telafi etmek için kalbin pompalama hızını artırırmış. Nabzın artmasının nedeni buymuş. Daha fazla kilo aldıkça kalp daha fazla hızlanamayacağı için kan kesintisi başlarmış. Nefes daralması, beyne az kan gittiği için unutkanlık vs. gibi belirtiler hep bunun göstergesiymiş. Bebekler de daha az besleniyor bunun sonucunda. Bu yüzden bu sefer çok dikkat ettim ve dikkatimin ödülünü de bebeklerimin kilo artışıyla aldım. O yüzden tüm anne adaylarına yediklerine çok dikkat etmelerini öneriyorum. Kocam bile spor yapmadan 2 kilo verdi bu sayede, gerisini siz düşünün.

Kontrol sonrasında nihayet ne zamandır istediğim bir arkadaş ziyaretini gerçekleştirdik. Önce diyetisyenim, sonra arkadaşım olan Banu'nun size daha önce adresini verdiğim merkezine hem hayırlı olsuna hem de 1 gün önceki yaşgününü kutlamaya gittik. (Yazıyı okumak isterseniz burada). Yaşgünü pastasız olur mu? Olmaz. Fıstıklı çikolatalı pastamızı aldık ve harika bir sohbet eşliğinde afiyetle yedik. Kontrolümün verdiği mutlulukla ben de yedim. Eşi de oradaydı, bu vesileyle onunla da tanışmış olduk ve sohbetimiz daha da keyifli oldu. İdeal'i gezdik, çok beğendik. Çok sıcak ve huzurlu bir ortam yaratmış Banu. Hastane ortamının soğukluğu ve dışarıdaki diğer merkezlerin snobluğu kesinlikle yok. Bahçesindeki incir ağacının huzur kattığı sıcak bir ortam. Zaten Banu'nun güleryüzü ve bilgili olduğunuz hissettiğiniz tatlı sohbeti ortamı daha da ısıtıyor. Anlayacağınız güzel bir günü güzel bir şekilde noktaladık. Bir kez daha Banu ile tanışmamıza vesile olduğu için Güven Hastanesi'ne teşekkür ederim. Onun gibi başarılı bir diyetisyeni ve iyi bir insanı ellerinden nasıl kaçırdıklarını hala anlamıyorum, herhalde çok pişmanlardır. Dedim ya, onların kaybı.

8 yorum:

deniz dedi ki...

Senin adına çok sevindim. Maşallah kuzulara da. Şu cihaz geldi mi ve denedin mi?

ferulago dedi ki...

Denedim, yazacağım bir ara

Adsız dedi ki...

Ufaklıkların iyi olmasına ve kontrolünün güzel geçmesine sevindim canım...

ferulago dedi ki...

Elvan, aynen ben de :)

^zeynep^ dedi ki...

Masallah sana ve bebislerine diyelim o zaman ;) çok sanslisin, ne kadar iyi bir doktorun var, insan bilinçlenince dikkat etmesi daha kolay oluyor sanki:) sevgiler!

ferulago dedi ki...

Zeynep A., gerçekten de öyle. Tatlı, yağlı yiyecekler dışında kesintim yok. Oysa saat 6'dan sonra meyve bile yedirmeyen doktorlar varmış. Pes diyorum.

asimetrik dedi ki...

Canım ben de bebekleri merak ettiğim için aramıştım; haberleri burdan aldım, aramana gerek kalmadı derrrmişim, şakaaa :)) güzel haberlerin sevindirdi.. :)) Arkadaşın ve diyetisyenin Banu ile en kısa zamanda tanışmam gerekecek bu arada :))

ferulago dedi ki...

asimetrik, tanıştırayım şekerim, emirme dönemi için de diyet programı hazırlıyor. Hatta geçen sene normal sonuçlansaydı o programa katılacaktım.