Süper bir araba almıştık kocamla. İstediğimizi özellikleri vardı vs., en güzeli de kapılardan geçecek boyuttaydı. Asansör kapısını bile dikkate almıştık ama deprem yönetmeliği gereğince konulan içteki kapıyı hesaba katmamışız. Asansöre giremeyen arabamızı yine de birkaç kez kahramanca içinde kan ter içinde aşağıya indirdik. O zaman bebeklerimiz yürüyemiyordu, o yüzden önce arabayı indirip/çıkarıp prens ve prensesimizi sonra bindirip/indiriyorduk. Sonrasında havalar kötüledi, arabayı çıkarmaya üşendik, evde kullanır olduk, bebekler yürümeye başladı, kah kucakta kah ellerinden tutarak dolaşmaya başladık. Ama bu arada araba da eskidi. Üzerine dökülen mamaları mı sayayım oğlumun hasta olunca kusmalarını mı, üzerinde zıplarken kırdıkları ama hala bir şekilde fonksiyon yapan yattıkları kısmı mı. En iyisi fotoğraf koyayım. Aşağıda arabamızın "öncesi" hali var. Gördüğünüz gibi cillop gibi, bebekler anneye-babaya da bakabilsin diye ayarlanabilen bir modeldi.
Bu da garibimin son hali. Oraya buraya devirdikleri, üzerinde tepindikleri, vın vın diye sürdükleri bir oyuncak oldu artık. Ben de ağbimle garip metal sandalyelerden uzay gemisi yapar oynardım küçükken, kocam da benzerini yaparmış, çocuklarımız da bize çekecek elbette :)
2 yorum:
Çok şekerler,maşallah ya.Sorma canım bizimkinin de tek ağayı kırıldı kırılacak :S
Sevtapcığım, hakkını verdik demek ki arabaların ne güzel :)
Yorum Gönder