Cuma günü U2-3D'ye gittik. Ankara'da oynadığı zaman gidememiştim, sadece Panora ve Arcadium'da oynuyordu ve oralar bana çok uzaktı, kendi başıma gidemedim. O sıralarda Eskişehir'de oynamıyordu, Neo'daki Cinebonus'a sorduğumuzda Nisan ayı içinde geleceğini söylemişlerdi. Çok üzüldüğümü gören kocam Eskişehir'e geldiği zaman beni götürmeye söz verdi. Filmin 1 Mayıs'ta geleceği kesinleşince de cuma günü gitmek üzere planlarımızı yaptık.
Salonda sadece 8-10 kişi vardık. U2'nun Buenos Aires, Arjantin konserinin 3 boyutlu filmiydi. O nasıl bir stad, o nasıl bir kalabalık, o nasıl bir ses düzeni, aklım almadı. Konser benim için harikaydı, yerimde duramadım, ben de eşlik ettim, sahnenin önünde duran şanslı insanlara imrendim. 3D olayını güzel yapmışlar, zaman zaman elimi uzatsam dokunacak gibiydim, bir ara ön sıralarda oturan çocuklar ellerini kaldırmışlar, indirseler ya diye sinirlenirken bir de baktım ki o eller seyircilerin elleriymiş, görüntü o kadar yakın ve canlı idi yani. Kocam U2'yu pek sevmemesine, şarkılarını bilmemesine rağmen dayandı, karıcığını mutlu etti sağolsun.
İkinci sinema filmimiz ikimizin de gitmek istediği bir filmdi, X-men origins: Wolverine. Hugh Jackman'in hastasıyız, X-Men serisine bayılıyoruz ve zaman zaman tekrar seyrediyoruz. O yüzden Wolverine karakterinin ayrı bir sinema filminin olacağını öğrenince pek sevinmiştik. Geldiğinin ertesi günü gittik. Salondaki tek dişi kişi bendim. Kızlar bilim-kurgu, çizgi roman işiyle pek ilgilenmiyorlar sanırım (çok şey kaçırıyorlar bana göre). DVD'si çıksa da alsak, bir kez daha seyretsek diye şimdiden heyecanla beklemeye başladık.
Sinemalar artık eskisi gibi değil. Ya salon sayısı arttığı için ya da Türk filmlerine rağbet çok olduğu için yabancı filmler artık tıklım tıkış olmuyor. Oysa eskiden kuyrukta sıra beklerdik, hatta bilet bulamaz, bir sonraki seansa almak zorunda kalırdık. Şimdiyse dediğim gibi koskoca salonlarda 8-10 kişiye film oynatıyorlar. Gerçi benim şikayetim yok ama yine de üzülüyor insan. Sinema salonları kapanmasın istiyorum. Hatta dün şunu merak ettim, Yüzüklerin Efendisi üçlemesi şimdi oynasaydı ne olurdu acaba, salonlar eskisi gibi tıklım tıklım olur muydu? Olurdu sanıyorum, en azından ilk günlerde.
Şimdi bunu okuyunca kocası götürmeden sinemaya gidemeyen bir zavallı gibi göründüm herhalde ama öyle değil. Tek başına sinemaya gitmeye bayılırım ama Eskişehir'de kocamla geçireceğim vakti tek başına sinemaya giderek harcayamam. O yüzden birlikte gitmek için çaba gösteriyorum, ortak beğendiğimiz filmleri seçmeye çalışıyorum. Gerisine ise Ankara'da vaktim olduğunda tek başıma gidiyorum.
Tek başına gitmenin avantajı (belki daha önce yazmışımdır, hatırlamıyorum) hangi filme gidelim derdinin olmaması. İstediğin filme gidersin, oysa kalabalık olunca ona mı gidelim, buna mı gidelim diye için kurur.
Bir keresinde 2 filme arka arkaya girmiştim (2 film birden sinemalarında değildi, merak etmeyin). Doktora dönemimdi, haftasonları sürekli laboratuarda çalışıyordum, vaktim olmadığı için bir türlü sinemaya gidemiyordum. (Benim gibi bir sinema manyağı için büyük bir eksiklik). Bir cumartesi öğleden sonra işlerimi ayarladım ve beğendiğim iki film için bilet aldım. Seansları birbirine çok yakındı, öyle ki, sinema salonundan çıkarken şeritlerle kapatırlar ya içeri girilmesin tekrar diye, orada duran görevliye biletimi gösterip direkt olarak salona geçivermiştim. Nasıl mutluydum anlatamam. Yüzümde gülümseme, elimde mısır. Ertesi gün laboratuarda işe devam tabii.
Mayıs 2009 çok verimli bir ay, tam 3 tane beklediğim film vizyona giriyor (3D haricinde). İlki yukarıda bahsettiğim Wolverine. İkincisi haftaya girecek olan Star Trek ve üçüncüsü de 15 Mayıs'taki Angels and Demons. Kocam Star Trek için pek hevesli değil ama gitmeyi kabul etti. Hatta haftaya Ankara'da olacak ve orada gideceğiz filme. Angels and Demons'a o da gitmek istiyor neyse ki :)
Bu arada sinemaya gitmek harika, ama ortak zevklerinizin olduğu kişilerle, hatta hayatta en sevdiğiniz kişiyle birlikte gitmek, o görsel ziyafeti birlikte yaşamak daha da harika :)
3 yorum:
__u2 3d yi çok merak ediyorum ...Ankara'da oynamıyo mu acaba artık...sanırım kaçırdım...(bu arada keyfinin yerinde olmasına çok sevindim...moral dolu yazılarını okudukça içim rahatlıyo...sei merak ediyorduk çünkü çok :)...sevgiler )
ne güzel bir hafta sonu geçirmişsin biz daha secici olsak da filmler konusunda sinema vazgeçilmezlerim arasında
denizero, Ankara'da bittiyse Eskişehir'e bekleriz :) Çok sağol, iyiyim, iyi olacağım :)
GeCe, film sinemada izlenir derim hep, dvdler tekrar tekrar seyretmek için fevkalade ama sinemanın yerini hiçbir şey tutmuyor
Yorum Gönder