Haftasonu yorgunluğunu henüz üzerimden atamadım. Pazar günü sınavda fazla yorulmam derken bu sefer de feci halde üşüdüm. Hastalanmasam bari bir de bu yoğunluk arasında. Zaten kafamın altına koyacak bir yastık bulduğum her an ve her yerde uyuyorum, bir de hastalıkla perişan olurum iyice.
Akşam bir ara uyur uyanık televizyon seyretmeye çalışırken bir program gözüme çarptı. Sarışın, postişli bir hatun program yapıyordu. Yemek kursları, şarkıcı sohbetleri, yeni mekanlar, vs üzerine bir program. Kadın herşeyden keyif alıyordu. Ben anında gıcık oldum. Kendini olduğundan farklı göstermeye çalışan insanlara sinir olurum, bu da bana onlardan biri geldi. Öncelikle kadın sarışın (boya mı gerçek mi bilmiyorum) bu yüzden herhalde aptal sarışınlardan değilim, güzelim ama şöyle de akıllıyım, böyle kültürlüyüm bakın bunları bunları biliyorum dercesine: "Şu Tayland yemeğini biliyorum harikadır, çok keyifli bir masa hazırlamışsınız, çok keyifliydi, keyif keyif " dedi durdu. Bir ara seyretmiştim yine, konuklarıyla sohbette sanki konuk olan o gibi de konuşup duruyordu. Dün yine aynısını yapınca dayanamadım çevirdim. Sonra da uyumuşum zaten.
Haydi ondan bundan keyif alıyor, diyeceğim yok. Benim de çok keyifli şeyler yaşayan, keyifli yerlere giden, keyifli yemekler yiyen arkadaşlarım var, ama herhalde onları sevdiğim için bununki kadar batmadı bana. Ama bu kadın son noktayı "tredisyon, tredisyonel" kelimeleriyle koydu. Neymiş efendim, sofradaki bu Tayland çayı tredisyonu ne harika bir şeymiş, tredisyonel Tayland yemeklerini sunduğu için konuğuna minnettarmış.
Hanım hanım, gelenek, geleneksel diye karşılığı var bu kelimelerin dilimizde. Anladık İngilizce biliyorsun ama bizim dilimizi yozlaştırma bari, senin İngilizce bilip bilmemen benim umrumda değil, garip kelimeler türeterek bunu belli etmeye çalışınca hayran hayran bakmıyorum sana, bilakis kınıyorum.
Nolur Türkçemize sahip çıkalım, çocuklarımız eğitirken buna özellikle dikkat edelim. Geri iade etmeyelim ödünç aldıklarımızı, biri telefonda bizi aradığında sonra geri dönmeyelim.
Feyza Hepçilingerler'in Türkçemiz üzerine güzel yazıları, kitapları var, onları okuyalım okutalım. Mesela o kitabı okuyana kadar ben de hep "haremlik-selamlık" derdim. Meğer onun doğrusu harem-selamlıkmış. Şimdi düşünüyorum da beynimize öyle bir işlenmiş, herkes kullandığı için öyle doğal hale gelmiş ki haremlik-selamlık demeye başlamışız. İşte geri iade de bunlara sadece bir örnek. İşin kötüsü televizyonlara da girdi bu bir sürü hatalı kelime, ifade. Yakında Türkçe tamamen "off" olacak.
Not: Türkçe "off" - Feyza Hepçilingirler. Okumak isteyen için kitabın devamı da var.
5 yorum:
bu konuda ben de asiri doluyum!
bak ben konusma dilinde yaziyorum ama, 10 yildir adam gibi turkce konusmuyorum ben. Met'le de ingilizce konusuyoruz kolayimiza geliyo cunku. ve inan benim konusurken turkcemde kaymalar olustu maalesef. ama buna ragmen blogda yazarken, ingilizce kullanmamaya calisiyorum.
ama millete bi bakiyorum, okuldan ogrendigi yabanci dilde kac kelime varsa , sanki ana dilleri turkce degilmis gibi surekli o kelimeleri kullaniyolar!
(ne ispatlamaya calisiyolar onu da bilmiyorum ama bence cook komik oluyolar!) afedersin popomla guluyorum resmen!
coook matah bi halt yediklerini saniyolar bi de!
ozenti iste baska hicbisey degil.
lori, dövelim mi yanlış konuşanları senle :)
televizyon programlarini neden sevmedigime dair bir örnek daha. yüzeyselligi sevmiyorum. bir de ben özellikle bazi kelimelerin türkçesini ariyorum, bulana kadar canim çikiyor bazen. ben türkçesini söyliyim de düzgün olsun diye ugrasirken millet, ingilizce kullanayim da entel olayim diye mi ugrasiyor anlamadim gitti. (evet genelde konusma dilinde yaziyoruz fakat en azindan türkçe yaziyoruz)
Chok küsel yasmıssın qanka. tebrix...
Zeynep A, TRT'de bile hata yapıyorlarsa artık diyecek birşey yok bence
RamirezK, hah buna da gıcıktım hayatım, iyi ki hatırlattın. S harfleri sh olmuş zaten, öğrencinin biri rapor defterine bile yazmıştı da çizik içinde bırakmıştım defterini :)
Yorum Gönder